Positive reinforcement türkçesi Positive reinforcement nedir

  • Pozitif moment bölgesi donatısı.
  • Topluma hazırlama süreci içinde çocuğa belli davranışlarda bulunmayı öğretmek üzere kullanılan olumlu yaptırım ya da ödüllendirme.
  • Pozitif pekiştirici.
  • Olumlu pekiştirme.
  • Olumlu pekiştirici.
  • Sosyoloji alanında kullanılır.

Positive reinforcement ingilizcede ne demek, Positive reinforcement nerede nasıl kullanılır?

Positive : Kati şey. Pozitif. Bilgisayar, fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Bir imleme anlaşmasında eksi doğrultunun tersine yönelmiş sayılan doğrultu, yalnız iki eşlemi bulunan nesnelerden birine verilen im: artı yük gibi. sayıların sıfırdan büyük olanlarına verilen im. iki sayıma, iki niceliğin toplama işlemini belirleyen im. Kesin şey. Artı. Pozitif görüntü elde etmekte kullanılan boş film. bu yolda basım aygıtında kullanılmış ancak henüz işlemelikte işlenmemiş dolu film. işlemelikte işlenerek pozitif görüntüleri belirmiş film. pozitif görüntü. (genellikle) doğadakinin aynı renk tonunda görüntü veren duyarkatları ve bu görüntüleri anlatır. Kuşkusuz. Pozitif görüntü (film). Vazıh.

Reinforcement : Kuvvetlendirme. Kuvvetlendirıci parça. Öğrenme bakımından, koşullu bir tepkiyi bir ödül ya da kıvanç verici yeni bir uyaran ile güçlendirme. önceden belli bir uyarana karşı gösterilmiş olan bir tepkinin yoğunluğunun ve etkisinin arttırılması. Güçlendirme. Takviye etmek. Ç. Takviye parçası. Takviye. Pekiştirme. Teşvik.

 

Positive adaptation : Gücü gittikçe azalan bir uyarıcı karşısında bile istenilen tepkiyi gösterme. çevreye uyma. Olumlu uyum.

Positive aerotaxis : Mikroorganizmaların oksijene doğru hareket etmeleri, pozitif aerotaksis. Oksijene doğru hareket. Pozitif aerotaksis.

Positive autocorrelation : Pozitif kendiyle ilgileşim.

Positive balance : Alacaklı bakiye.

İngilizce Positive reinforcement Türkçe anlamı, Positive reinforcement eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Positive reinforcement ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Acculturation : Çevresindeki kültürü kabullenme. Kültürlenme ya da kültürel etkileşim. Kültürleşme. Ekinsel yozlaşma. Kültürlenme. Kültürel uyum. Kültürel etkileşim. Bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesir. Kültür etkileşimleri.

Acclimatation : Toplumsal kümelerin, dirimbilimsel bakımdan yeni bir ortamın iklim koşullarına uyum sağlaması süreci. İklimuyum.

Age grade : Üyeleri, çoğunlukla da erkek üyeleri belli ve aşama-sırah yaş kümelerine ayrılan toplumlarda belli bir yaşa ulaşmış olan bireylerin oluşturduğu dirimbilimsel toplumsal katman. Yaş katmanı.

Adjustment in marriage : Evlilikte uyum. Eşlerden her birinin öbürü ile birlikte uyumlu bir aile yaşamı oluşturup sürdürme yeterliği.

Alienation : Yabancı emek. Soğutma. Yabancılaştırma. Yabancılaşma. Dengesizlik. Uzaklaşma. Devir. Devretme. Bireyin çevre koşullarına aykırı düşmesi ya da kendisini başkasının gözüyle görmesi.

 

All round development of individual : Bireyde tinsel niteliklerin, aktöresel arılığın ve fiziksel yetkinliğin uyumlu gelişimi. Tümsel gelişim.

Agnation : Akrabalık (baba taraf.). Akrabalık. Hısımlık. Bir ailede baba ve erkek üyeler yoluyla oluşan kan yakınlığı. bu tür yakınlıktan oluşan yakınlık kümesi. Akrabalık (baba tarafından). Baba tarafından akrabalık. Soydaşlık.

Achievement motive : Herhangi bir amacı gerçekleştirme güdüsü. Amaç doğrultusunda engelleri ve güçlükleri aşma azim ve kararlılığı. Başarı güdüsü. Başarma güdüsü.

Adaptive behavior : Adaptif davranış. Uyarlamacı davranış. Uyumcu davranış. Uyumlayıcı davranış. Bireyin çevreyle uyum ilişkileri geliştirmesine yarayan ya da toplumsal düzgülere uygun düşen davranış. Bireyin doğal ve toplumsal çevresinin gereklerine uyacak biçimde davranması.

Age distribution : Yaş dağılımı. Bir toplum ya da toplumsal küme nüfusunun yaş kesimlerine göre dağılma oranları. Bir popülasyondaki her bir yaş grubu içerisindeki bireylerin sayısı veya oranı.

Positive reinforcement synonyms : abilities, affection, aesthetic, agression, age group, aesthetical ideal.