Premiers türkçesi Premiers nedir

  • Sınıf veya önem bakımından ilk sırada.
  • Prömiyer.
  • Yeni bir tiyatro oyununun ilk temsili.
  • Baş.
  • Başbakan.
  • Kıdemli.
  • İlk.
  • Birinci.
  • Baştaki.
  • Asıl.

Premiers ile ilgili cümleler

English: The two premiers had nothing in common.
Turkish: İki başbakanın ortak hiçbir şeyi yoktu.

Premiers ingilizcede ne demek, Premiers nerede nasıl kullanılır?

Premiership : Başbakanlık.

Premierships : Başbakanlık.

Candidate for the premiership : Bir seçimde başbakanlık için yarışan kimse. Başbakanlık adayı.

Deputy premier : Başbakan yardımcısı.

World premier : Bir oyunun, bütün dünyada, ilk kez oynanması. Dünyada ilk oynanış.

Premie : Prematüre.

Premieres : Filmin ilk gösterimi. Galasını yapmak. Film galası. Primadonna. Operada baş kadın oyuncu. Baş balerin. Prömiyer. Gala. Baş kadın oyuncu (opera).

Premilinary cooling : Gıdaların dondurma öncesinde, 0º c’deki hazırlama odasına konarak ürün sıcaklığının 1º c’ye kadar düşürülmesi işlemi. Ön soğutma.

Premiere : İlk gece. Bir oyunun oynanışının ilk gösteri gecesi. Galasını yapmak. Öncelik oynatımı ile ilk oynatım arasında yer alan ya da öncelik oynatımı yapılmadığı vakit bazı önemli filmler için özel bir törenle yapılan oynatım. Filmin ilk gösterimi. Gala. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Prömiyer. Baş kadın oyuncu (opera). Baş balerin.

 

Premiering : Film galası. Baş kadın oyuncu (opera). Galasını yapmak. Filmin ilk gösterimi. Primadonna. Prömiyer. Operada baş kadın oyuncu. Gala.

İngilizce Premiers Türkçe anlamı, Premiers eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Premiers ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Derivation : Saptırma. Derivasyon. Kaynak. Memba. Vücutta bir yöndeki sıvı ve kanı diğer yöne kaydırma, çekme. kan alma; idrar söktürücü, terletici ve ishal yapıcı ilaçlarla gerçekleştirilir. Köken. Ad veya fiil kök ve gövdelerine yapım ekleri getirmek suretiyle eklendiği kökle ilgili yeni anlamlar kazanmış kelime yapma işi: oyun+a-mak, verim+li+lik, yara-r+lı, kum+luk, bin-ici + lik, ben + im + se-mek, bir-le-ş-tir + mek, oku-t-tur-, yan-kı vb. Fizik, gramer, veterinerlik alanlarında kullanılır. Türeme. Bir önsayıt, öncül ya da genellikten çıkarım yoluyla üretilmiş olma.

Original : Özgün canlı. Kaynak. Başlangıç. Özgün. Organizatör. Gerçek. Asıl metin. İlginç tip.

Inceptive : Bağlayan. Başlama. Başlayan.

Beginnings : Esas. Bağ.

Former : Biçimlendirici. İlk söylenen. Eski. Geçmiş. Sabık. Kalıpçı. Öncel. Evvelki. Gövde uçak.

Preliminary : Giriş. Ön sınav. Hazırlık. Hazırlayıcı. Yeterlik sınavı. Mukaddime. Ön hazırlık. Başlangıç niteliğinde. Başlangıç.

Basilary : Bir altlık üzerindeki set. Temel. Esas.

Elementary : İlkel. Kolay. Öğesel. Temel. Elemanter. Basit. Başlangıç. Saf.

First : Önce. En büyük. Birincilik. İlk olarak. İlk kez. Başta. Başlangıç. Öncelikle.

 

Premiers synonyms : land site, first performance, bows, essential, before time, actually, initial, nestor, cardinal, precursor, winners, uppermost, capital, archest, head, cephalic, longtime, premiering, caput, premieres, actuals, pm, first secretary, ranking, firsts, authentic, first place, bow, bonce, premier, centrals, chancellors, arch.

Premiers zıt anlamlı kelimeler, Premiers kelime anlamı

Last : Ayakkabı kalıbı. Bozulmamak. Sürmek (süre vb). Yetmek. Ölüm. Sonuncu olarak. Gitmek. Son şey. Sonuncu. Son.