Put on türkçesi Put on nedir

  • Abartmak.
  • Sayı yapmak.
  • Giyinmek.
  • Atfetmek.
  • Çalıştırmak.
  • İleri almak.
  • Sahnelemek.
  • Giymek.
  • Artırmak.
  • Yakmak (ışık).
  • Üzerine bahse girmek.
  • Almak (kilo).
  • Takmak.
  • Takınmak.
  • Üzerine yüklemek.
  • Numarası yapmak.
  • Yapmak (makyaj).
  • Katmak.
  • Sahneye koymak.
  • Eklemek.
  • Binmek (otobüs veya tren veya uçak).

Put on ile ilgili cümleler

English: Ali has put on a lot of weight.
Turkish: Ali çok kilo aldı.

English: Ali brushed his teeth and put on his pajamas.
Turkish: Ali dişlerini fırçaladı ve pijamalarını giydi.

English: Ali didn't want to put on weight.
Turkish: Ali kilo almak istemiyordu.

English: Ali ate as soon as the food was put on the table.
Turkish: Ali yemek masaya konur konmaz yedi.

English: Ali buttoned up his shirt and then put on his tie.
Turkish: Ali gömleğini düğmeledi ve sonra kravatını taktı.

Put on ingilizcede ne demek, Put on nerede nasıl kullanılır?

Put : Koymak. Yatırma. Fırlatma. Atfetmek. Neşretmek. Para koyma. Bırakmak. Yatırım yapmak. Söndürmek. Menetmek.

On : De. İle. Makbul. Yönünde. Yanmak. E doğru. Devrede. Çakırkeyif. Üstünde.

Put on a mask : Maske takmak.

Put on a scene : Kıyameti koparmak. Olay çıkarmak.

Put on airs : Kurumlanmak. Hava basmak. Çalım satmak. Hava atmak. Büyüklük taslamak. Havalara girmek. Fasulye gibi kendini nimetten saymak. Kurum satmak. Fiyaka yapmak. Caka satmak.

 

Put on an act : Caka satmak. Ayak yapmak. Poz yapmak. Rol yapmak. Oynamak. Hava atmak. Rol kesmek. Numara yapmak. Yapmacıklı davranmak.

Put on hold : Çınkayı kapatmayıp beklemek.

İngilizce Put on Türkçe anlamı, Put on eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Put on ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ascribes : Yormak. Ayırmak. İsnat etmek. -e yormak. Yüklemek. Yakıştırmak. Hamletmek. Vermek. Üstüne atmak.

Affect : Değiştirmek. Dokunmak. Etkilemek. Taslamak. Bozmak. Üzmek. Poz yapmak. Yaşamak ( de). Hoşlanmak. Tutmak.

Affixing : Basmak (damga). İliştirmek. Atmak (imza). Yapıştırmak (pul). Tutturucu.

Make a show of : -mişçesine davranmak. Numara yapmak. Gösterişinde olmak. Hava atmak. Gibi yapmak. Gibi oynamak. Gösteriş yapmak.

Balloon : Balon gibi olmak. Balon. Balonla uçmak. Şişmek. Balon gibi şişmek. Havadan atmak. Şişirmek. Zam yapmak. Küre.

Indues : Sağlamak. Giydirmek. Kalite veya yetenek edindirmek. Elbise giydirmek. Sağlamak (bazı şeylerle). Örtmek. Donatmak. Giyecekle donatmak. Vermek.

Ascribed : Üstüne atmak. Yüklemek.

Affects : Yaşamak ( de). Tutmak. Hoşlanmak. Sevmek. Etkilemek. Etki etmek. Dokunmak. Taslamak. Üzmek.

Score up : Skor yapmak.

Adjoins : Bitişik olmak. Yan yana olmak. Bitiştirmek. Yan yana koymak.

Put on synonyms : represented, rack up, presented, attaching, shown, groom, aggrandised, ballooned, carry things too far, attribute to, augment, fake, ascribe to, bothering, advance, wear, played, exercised, have something on, dons, drives, donned, indue, dude up, fixate, add to, bothers, plays, attaches, accredit, stage, bid up, cross the line.