Sıtara nedir, Sıtara ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

1.Sevimlilik, çekicilik, güzellik. 2.Naz : Senin sıtaranda hiç çekilmiyor.

Alınyazısı, şans, baht.

Giyim kuşam, kılık.

Biçim, görünüş.

Giysi, giyim.

Cibinlik.

Değer: Sıtarası neyimiş ?.

Naz: Ne sıtaralanıyor?.

Yardımcı.

Sıtara anlamı, tanımı

Sıtar : 1.Tanrı. 2.Koruyucu, sığınılan yer

Sıtaralı : Cana yakın, sevimli.

Sıtarası azmak : Giyim kuşamı kötüleşmek : Garısından ayrıldıktan sonra sıtarası bütün bütün azmış.

Sıtarasız : 1.Sevimsiz, suratsız, çirkin. 2.Kılıksız, kötü giyimli. Şanssız, alınyazısı kötü. Sevimsiz.

Sıtarasızlık : Çirkinlik.

Sıtarassız : Çirkin.

Giyim kuşam : Üst baş.

Çekicilik : Çekici olma durumu, alım, albeni, alımlılık, cazibe, hava, gelgel. Çekme gücü.

Yardımcı : Yardım eden veya gerektiğinde yardım edecek olan kimse vb., muavin, muin, yaver, asistan. Yardımı olan (şey).

Cibinlik : Sivrisinekten ve başka böceklerden korunmak için yatağın üstüne ve yanlarına gerilen çadır biçiminde tül.

Güzellik : Estetik bir zevk, coşku, hoşlanma duygusu uyandıran nitelik, hüsün. Okşayıcı söz veya davranış, iyilik, yumuşaklık. Güzel olan bir kimsenin niteliği. Ahlak ve fikrî nitelikleriyle hayranlık uyandıran şey.

Güzelli : Bitlis ilinde, Güroymak belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Yozgat şehrinde, Şefaatli belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

 

Görünüş : Görünme işi. Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara. Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey. Fiillerin belirttiği oluşların süresi, gelişmesi ve bitmesiyle ilgili bütün biçimleri kapsayan dil bilgisi kategorisi. Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir.

Yardım : Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet. Etki. Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri. İşlerin daha etkin ve verimli olabilmesi için sağlanan katkı, destek. Bağış, iane.

Çekici : Kaza veya arıza yapan, yanlış yere park eden aracı belli bir yere götürmek için kullanılan taşıt. Alımlı.

Yardı : Ceza.

Görün : Mezar, mezarlık.

Kuşam : İki avuç dolusu.

Güzel : Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı. Güzellik kraliçesi. Görgü kurallarına uygun olan. İyi, hoş. Güzel kız ya da kadın. Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı. Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran. Adamakıllı, şiddetli. Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde. Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran. Sakin, hoş (hava). Pek iyi, doğru.

Diğer dillerde Sıska koyun sendromu anlamı nedir?

İngilizce'de Sıska koyun sendromu ne demek ? : thin ewe syndrome