Second hand good türkçesi Second hand good nedir

  • Daha önce bir tüketici tarafından kullanılmış dayanıklı tüketim malı.
  • İkinci el mal.
  • İktisat alanında kullanılır.

Second hand good ingilizcede ne demek, Second hand good nerede nasıl kullanılır?

Second : Düelloda şahit. Yardım etmek. Göreve getirmek (brit. ask.). İkinci çelgi. Üç savutta da gövdenin aşağı-dışarı kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (namlu ucu biraz yere eğik, savut tutan el göğüsten az aşağıda ve dışta, tırnaklar yere dönüktür. kesici kılıçla uygulamada namlunun kesici yüzü dışa doğrudur.). Desteklemek. İkinci. Destek vermek. Bir dakikalık sürenin altmışta biri. Saniye.

Hand : İnsan kolunun bilekten parmak uçlarına dek uzanan, tutmaya yarayan bölümü. Uzatmak. Devretmek. Biyoloji, jimnastik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Ehil. Vermek. El vermek. İnsan ya da maymunlarda tutma organı olarak gelişmiş, avuç içi ve parmaklardan oluşan kolun uç bölgesi. (elden ele) vermek. Elle vermek.

Good : Çıkar. Çok. Hayır. Sağlam. İyilik. Emin. İyi. Sağlığa yararlı. Menfaat. Güzel.

Second hand : Okazyon. 2. el. Saniye ibresi. Elden düşme. Müstamel. Kullanılmış. Saat kadranında saniye ibresi. İkinci el.

Second hand clothes : Geçmişte bir başkasına ait olan elbiseler. Kullanılmış elbiseler. İkinci el kıyafetler.

 

At second hand : Dolaylı olarak. İkinci ağızdan. Kullanılmış. İkinci elden. Kullanılmış durumda.

Second hand clothes dealer : Eskici.

Second hand smoke : İkinci el duman. Bir insanın sigarasından (veya piposundan veya purosundan) çıkan ve yanındaki bir başka insan tarafından ciğerlerine çekilen duman.

Second hand store : İkinci el mağazası.

Second hand price : İkinci el fiyatı. Kullanılmış bir malın piyasa satış fiyatı.

İngilizce Second hand good Türkçe anlamı, Second hand good eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Second hand good ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu.

A change in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

A shift in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

 

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçe gideri. Olağanüstü bütçenin giderleri.

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

Second hand good synonyms : a shift in supply, a change in supply, ability rent, ability to pay approach, a shift in demand, ability to pay principle.