Silhouette türkçesi Silhouette nedir

  • Siluet.
  • Hayal meyal görüntü.
  • Karaltı.
  • Gölge resim.
  • Taslak.
  • Figüranınkinden biraz daha önemli rol; kısa ama dikkati çeken bir tipin yaratıldığı rol.
  • Gölge görüntü.
  • Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
  • Ufak rol.
  • Siluetini yapmak.
  • Gölge.
  • Silüet.

Silhouette ile ilgili cümleler

English: A silhouette of a girl appeared on the curtain.
Turkish: Perdede bir kızın silueti belirdi.

Silhouette ingilizcede ne demek, Silhouette nerede nasıl kullanılır?

Silhouette chart : Verileri kesiti alınmış çizel (geometrik) biçimlerle gösteren çizim. Görüntü kesitli çizim.

Silhouette film : Varlıkların karaltılarından oluşan gölgelerin canlandırılmasıyla gerçekleştirilen canlıresim çeşidi. Gölge filmi. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Stand out in silhouette against : Kontrast oluşturmak.

Silhouetted : Taslak. Bir karaltı olarak görülmüş. Siluet. Karaltı. Bir silüet olarak görülmüş. Gölge resim. Hayal meyal görüntü. Parlak zemine karşı karanlık bir görüntü olarak gösterilmiş. Siluetini yapmak. Gölge görüntü.

Silhouettes : Karartılar. Taslak. Siluet. Gölge. Hayal meyal görüntü. Karaltı. Silüetler.

Silhoutte : Gölge.

Be silhouetted : Kontrast oluşturmak.

Silhouetting : Gölge görüntü. Hayal meyal görüntü. Siluet. Silüet. Siluetini yapmak. Gölge resim. Karaltı. Taslak.

 

Be silhouetted against : Kontrast oluşturmak.

İngilizce Silhouette Türkçe anlamı, Silhouette eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Silhouette ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Conspectus : Genel bakış. Özet. Hulasa. Plan.

Shadings : Nüans. Ton farkı. Gölgelik. Gölgelendirme. Tarama. Güneş kıran. Gölgeleme. Nüanslama. Işığa karşı koruma. Isıya karşı koruma.

Drafts : Askerlik. Sıkıntı. Manga. Çekme. Çekiş. Dama. Taslaklar. Hava akımı. Rahatsızlık.

Design : Komplo kurmak. Geliştirilen bir dizgenin bölümleri arasındaki çalışma ilişkilerinin, her bir bölümün özgül işlevleri ayırt edilip belirlenmesi. Bir yapının ya da bir yerleşmenin düzentasarının tümünün ya da belli bölümlerinin, uygulayımsal çizim kurallarına uygun olarak, tasar, kesit, görünüş ve görünge biçiminde çizilmesi işlemi. bu işlem sonunda ortaya çıkan çizem. Düzenlemek. Oyun düzeni çalışması içindeki temel güzelduyusal ilkelerden biri (öbürleri : görsel yorum, hareket yapımı, hız-tartım-zamanlama ve sözsüz oyunla drama-tizasyon'du.r). tasarım, uygulamanın yapısını, biçimini ya da çizimini ortaya çıkaran bir çalışmayı içerir. tasarım, aynı zamanda, konunun duygusal ölçüsünü ve ussal uygulayım düzenini sağlar. Desen. Bilgisayar, bilişim, fizik, iktisat, kimya alanlarında kullanılır. Planlamak. Tasarım.

Diagram : Çapraşık bir yapıyı, yalın, anlaşılır çizgilerle gösteren, özellikle belgesel filmlerde, belgesel izlencelerde kullanılan biçim. Diyagram ile göstermek. Bir aygıtın ya da bir nesnenin yapısal ya da işlevsel niteliklerini ana çizgileriyle belirleyen çizim. Resim. Diyagram. Çizenek. Grafik. Bilgisayar, ekonomi, fizik, kimya, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Çeşitli niceliklerin birbirine olan oranlarının çizgi ya da geometrik biçimlerle anlatımı için düzenlenen çizge. değişik bir niceliğin çeşitli zamanlardaki değişimlerinin çizgi ve birbirinden ayrı nitelikteki biçimlerle gösterilmesiyle oluşan çizge.

 

Delineament : Çizerek anlatma.

Drawing : Tersim. Resim. Karakalem resim. Tecimsel bir belgiti düzenleyerek imza ettikten sonra işleme koyma. Resim sanatı. Çizgi. Tasarı. Çekme. Plan. Çizim.

Silhouetted : Bir karaltı olarak görülmüş. Bir silüet olarak görülmüş. Parlak zemine karşı karanlık bir görüntü olarak gösterilmiş.

Anlage : Kaynak. Bir organ oluşmadan önceki hücre topluluğu. Başlangıç. Bir organ veya bölümün ilk fark edilebilir taslağı.

Fantoms : Hayalet. Hayali karakter. Fantom.

Silhouette synonyms : shading, phantom, dark, extra, silhouetting, black spot, blueprint, phantasm, ghost, draft, lineation, fantom, outline, bit, part player, cloud, shadow, silhouettes, blur, cutouts, ombre, draught, grisaille, interpret, phantasms, phantoms, skylines, conspectuses, draft plan, cutout, small part, designment, blueprints.

Silhouette ingilizce tanımı, definition of Silhouette

Silhouette kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To represent by a silhouette. A representation of the outlines of an object filled in with a black color. A profile portrait in black, such as a shadow appears to be. To project upon a background, so as to be like a silhouette.