Spider türkçesi Spider nedir

  • İstavroz dişlisi.
  • Araneae takımında bulunan, vücudu sekiz bacağın bulunduğu başlı göğüs ve karın olmak üzere iki bölümden oluşan, kimileri zehirli venomlara sahip arahnidlerden herhangi biri.
  • Muylu blok.
  • Ayaklı sehpa.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • .
  • Örümcekler takımına bağlı olup, başla birleşik göğüsleri, topluca bir karınları ve dört çift ayakları olan eklembacaklıların genel adı.
  • Ayaklı tava.
  • Fayton.
  • Örümcekli.
  • Zarif.
  • Örümcek.
  • Sacayağı.

Spider ile ilgili cümleler

English: Does this spider bite?
Turkish: Bu örümcek ısırır mı?

English: A big spider was spinning a web.
Turkish: Büyük bir örümcek bir ağ örüyordu.

English: Have you ever seen a spider spinning its web?
Turkish: Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?

English: He put the spider in a terrarium.
Turkish: O, örümceği bir teraryuma koydu.

English: Ali put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.
Turkish: Ali bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.

Spider ingilizcede ne demek, Spider nerede nasıl kullanılır?

Spider catcher : Bir tür ağaçkakan. Örümcek yiyen kuş.

Spider crab : (macropod olarak da bilinir). Denizörümceği. Örümcek yengeci. Yengeç. Uzun bacakları ve üçgenimsi bir vücudu olan yengeç.

 

Spider lamb chondrodyplasia : Yeni doğan kuzularda bacakların ince, uzun ve kıvrık olmasıyla, zayıf kas gelişimi, küçük kafa yapısı, skoliozis, sternumda biçim bozukluğu ve çarpık bacaklılıkla belirgin otozomal çekinik bir faktörle oluşan yapılış bozukluğu. Örümcek kuzu kondrodisplazisi.

Spider like animals : Örümceğimsiler. Örümcek, akrep, sakırga ve uyuzböceği türlerini içine alan, dört çift ayaklı, eklembacaklı omurgasızlar sınıfı.

Spider monkey : Zor zamanlar geçiren kimse. Örümcek maymunu. Örümcek maymun. Maymunlar (primates) takımının, yeni dünya maymunugiller (cebidae) familyasından, 60 cm kadar uzunlukta, 80 cm kadar kuyruğu olan, bacakları ince ve uzun, kuyrukları sarılıcı, yüzleri kırmızı ve çıplak, kılları kara renkli, güney amerika'da yaşayan bir tür. Bir seks pozisyonu.

Citrus red spider : Turunçgil kırmızı örümceği. Yalnız turunçgiller üzerinde yaşayan ve yılda 10-15 kuşak üreyebilen minik eklembacaklı.

Brown recluse spider : Kahverengi keşiş örümceği. Vücudunun sırt bölümünde keman benzeri koyu bir işaret olan ve en çok abd'de görülen son derece zehirli kahverengi örümcek. Kahverengi yalnız örümcek. Kuzey amerika’da bulunan ve ısırığı loksoşelisme neden olan örümcek türü, loxosceles reclusa.

Comb footed spider : Theridiidae ailesinin herhangi bir üyesi. Tarak ayaklı örümcek.

Bird spider : Yerörümceği. Tropik ve subtropik bölgelerde yaşayan orthognatha alt takımında ve theraphosidae ailesinde bulunan, bazen tarantulalarla karıştırılan 5 cm kadar uzunlukta, tüylü ve bazen avladıkları kuşlarla beslenen bir örümcek türü, theraphosidae. Kuş örümceği.

 

Brown spider : Güney amerika’da bulunan ve ısırığı loksoşelizme neden olan örümcek türü, loxosceles laeta. Kahverengi örümcek.

İngilizce Spider Türkçe anlamı, Spider eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Spider ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A band : Çizgili kas teli ışık mikroskobunda incelendiğinde görülen, kalın flamentlerle aralarına giren ince flamentlerin uçlarını içeren ve ışığı iki kez kıran koyu renkli bantlar, anizotrop bant, anizotropik bant. A bandı.

Classier : Klas. Kibar. Mükemmel. Şık. Süper. Sosyetik.

Bunt : Topa hafif vurma (baseball terimi). Yelken eteğinin orta yeri. Yanık. Ters luping. Sürme. Balık ağı. Bocilik. Gırgır ağlarında balıkların toplanıp sıkıştırıldığı ve daha kuvvetli materyalden yapılan, torba, çevirme ağlarında balığın toplanıp gemiye alınan, tor ağına göre daha küçük gözlü olan ağ kısmı. Tos vurma (keçi).

Spiders : Bir başlı-göğüsle, eklemsiz ve topluca bir karınları olan dört çift ayaklı örümceğimsiler takımı. Eklem bacaklılar (arthropoda) dalının, gerçek eklem bacaklılar (euarthropoda) alt dalının, örümceğimsiler (arachnoidea) sınıfından, vücuttan başlıgöğüs (sefalotoraks) ve karın (abdomen) bölgelerinden oluşan, karın bölütsüz, tek parçalı bir torba halinde olan, keliserlerinin ucu zehir iğnelerine değişmiş, genellikle sekiz adet basit gözleri ve karnın art ucunda ağ bezleri bulunan, karbon devrinden beri yaşayan, italyan malmignatı (latrodectes tredecimguttatus), haçlı bahçe örümceği (arenea diademata) türleri iyi bilinen bir takım. Örümcekler.

Abdominal pain : Göğüs ve leğen arası bölgede biçimlenen, klinik belirtileri hayvan türlerine göre değişebilen ağrı, abdominal ağrı. Karın ağrısı. Abdominal ağrı.

A clay : Sindirim kanalındaki zehirleri ve vitaminleri yüzeyde tutarak emilimlerini önleyen ve bağırsak duvarını kaplayarak koruyucu bir tabaka oluşturan doğal alüminyum silikat bileşiği, kaolin. Beyaz kil.

Computer programme : Bilgisayar programı.

Cabriolet : Üstü açılan araba. Kabriyole. Üstü açılabilir araba. Üsü açılan araba. Kabriole.

Filet : Fileto. File. Bkz.fillet.

Trivets : Sac ayağı. Ayaklı destek. Saç ayağı. Sacayak. Nihale.

Spider synonyms : araneus cavaticus, order araneida, theridiid, black and gold garden spider, hunting spider, barn spider, araneae, order araneae, aranea diademata, orb weaving spider, latrodectus mactans, argiope aurantia, trap door spider, abattoir, cabs, araneida, cobweb, comb footed spider, brougham, abaxial, dragnets, daddy longlegs, a dna, classy, classiest, crotch, dragnet, a c deformity, cleverest, wanderer, abdominal ovariectomy, tarantula, a crochordon.

Spider zıt anlamlı kelimeler, Spider kelime anlamı

Unformed : Şekillenmemiş. Biçimsiz. Şekilsiz. Oluşmamış. Biçimlendirilmemiş. Biçimlenmemiş. Gelişmemiş. Yaratılmamış.

Spider ingilizce tanımı, definition of Spider

Spider kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Any one of numerous species of arachnids comprising the order Araneina. Spiders have the mandibles converted into poison fangs, or falcers. The abdomen is large and not segmented, with two or three pairs of spinnerets near the end, by means of which they spin threads of silk to form cocoons, or nests, to protect their eggs and young. Many species spin also complex webs to entrap the insects upon which they prey. The eyes are usually eight in number (rarely six), and are situated on the back of the cephalothorax.