Örümcek nedir, Örümcek ne demek

Örümcek; bir hayvan bilimi terimidir.

  • Örümcekler takımından, ince bir örerek küçük böcekleri avlayan eklemli bir hayvan (Aranea).
  • Bu hayvanın ördüğü ağ.
  • Yürüteç

"Örümcek" ile ilgili cümleler

  • "Köşede bir örümcek, ince ipliklerini tavandan duvara atarak ağını örüyor." - Y. Z. Ortaç

Veterinerlik alanındaki anlamları:

takımında bulunan, vücudu sekiz bacağın bulunduğu başlı göğüs ve karın olmak üzere iki bölümden oluşan, kimileri zehirli venomlara sahip arahnidlerden herhangi biri.

Bilimsel terim anlamı:

Örümcekler takımına bağlı olup, başla birleşik göğüsleri, topluca bir karınları ve dört çift ayakları olan eklembacaklıların genel adı.

İngilizce'de Örümcek ne demek? Örümcek ingilizcesi nedir?:

spider

Fransızca'da Örümcek ne demek?:

araignée

Örümcek hakkında bilgiler

Örümcek, Eklembacaklılar şubesinin örümceğimsiler (Arachnida) sınıfının örümcekler (Araneae) takımından türlerine verilen genel ad. Hemen hemen dünyanın her tarafında yaşarlar. 2012 rakamlarına göre 112 familyada ve 3879 cinste toplanan 43.244 türü bilinmektedir. Baş ve göğüs kaynaşmıştır. Karın, göğüse ince bir bel (pedisel) ile bağlanmıştır. Aynı büyüklükte başka bir canlının beli bu kadar ince değildir. İçinden sindirim borusu, kan damarları nefes boruları ve sinir sistemi geçer. Örümceklerin boyları, birkaç cm'den 35 cm'ye kadar değişir. Ağızlarının önünde iki zehir çengeli (keliser) ve iki his ayağı (pedipalp) yer alır. Göğüslerinde ise, gelişmiş dört çift yürüme bacağı vardır. Uçları, tarak gibi dişli iki çengelle sonlanır. Örümcek bunların sayesinde ağ üzerinde rahatça dolaşır. Bir kısmı ileriye, geriye ve yanlara doğru yürüyebilirler. Çoğunun başında 3 veya 4 çift osel (basit) göz bulunur. Gözlerin dizilişi, sınıflandırmada önemli bir özelliktir. Yuvarlak olan karın kısmı yumuşak ve esnek olup, alt kısmında solunum delikleri, ipek bezleri, anüs ve cinsiyet organları yer alır.

 

Örümcekler, dünyanın birçok ekosistemine adapte olmuş, böylece çok farklı ekosistemlerde yaşayan bir grup halini almışlardır. Örümceklere Everest tepelerinden kanyonların derin çukurlarına, akarsu veya göl içlerine kadar değişik yaşam ortamlarında rastlamak mümkündür. Bütün örümcekler karnivordur. Bazıları serbest dolaşıp avlandıkları halde diğer bazıları örmüş oldukları ağa bağımlı olarak yaşar.

Örümcekler, yırtıcı hayvanlardır. Birbirlerine saldırmaktan çekinmezler. Avları çok çeşitlidir. Çoğu, böceklerle beslendiklerinden faydalı sayılırlar. Bazı tropikal türler amfibyum, sürüngen, küçük kuş ve memeli gibi omurgalıları avlarlar. Örümceklerin hepsi avlarını yakalamak için tuzak ağları kurmaz. Bir kısmı avlarını kovalayarak veya üzerlerine sıçrayarak yakalar. Suda böcek, kurbağa ve balık avlayanlar da vardır. Yakaladığı avını, kıskaçlarına açılan zehir salgısı ile felce uğratır. Sonra ısırarak avının iç organlarına, eritici enzimler ihtiva eden tükrük salgısını akıtır. Kısa bir zaman zarfında, avın iç organları eriyerek sıvı haline gelir. Örümcek, emici midesini bir pompa gibi kullanarak bu sıvıyı emer. Av, kısa bir sürede içi boş kabuğa döner. Örümcek, bu boş kabuğu ya olduğu yere bırakır veya başka bir yere atar. Böcekler, küçük kuşlar bu avlar arasındadırlar.

 

Güney Amerika'da yaşayan, bacakları hariç 10 cm boyunda olan, toprakaltı inlerinde barınan bazı türler, tavşan ve tavukların içini boşaltabilecek güçtedir. Örümceklerin özofagusları (yemek borusu) çok dar olduğundan böyle beslenmek zorundadırlar. Ayrıca, ağız parçaları da bir sineği bile parçalayacak güçte değildir. Zehir çengelleri, avı delmeye ve zehir akıtmaya yarar. Uçtaki iğneli kısımları, bir şırınga gibi birer yan delikle biter. Deliğin böyle enjektörvari oluşu, tıkanma tehlikesini önler.

Örümcek ile ilgili Cümleler

  • Örümcekler örümcek ağı yapmayı severler.
  • Örümcekler böcek değildirler.
  • Onlar örümceklerden nefret eder.
  • Biz örümceklerden nefret ederiz.
  • Jale örümceklerden nefret eder.
  • Bu sadece bir örümcek.
  • Bu örümcek değil bir ucube!
  • Örümcekler beni korkutur.
  • Örümcekler ağlar örerler.
  • Örümcek hızlı bir saldırı ile cevap verir.
  • Örümcekler iğrenç küçük yaratıklardır.
  • Örümcek öldü.
  • Bu türde örümcekler ağ örmezler.
  • Bu örümceklerden nefret ediyorum. Onlar her zaman ben temizlenirken beni çıldırtmak için oradalar.

Örümcek tanımı, anlamı:

Örümcekler : Örümceklerle akrepleri içine alan bir eklem bacaklılar takımı.

Takım : Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Sigara ağızlığı. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Takım elbise. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman.

İnce : Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Ayrıntılı. Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı. Zayıf. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. Tiz (ses), pes karşıtı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Hafif, gücü az.

Küçük : Yaşı daha az olan. Kısık, parlak olmayan (ses). Geri aşamada. Niteliği aşağı olan, bayağı. Niceliği az olan. Küçük abdest. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Değersiz, önemsiz. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse.

Böcekler : Vücutları baş, göğüs ve karın olarak üç bölgeye ayrılan, duyargaları birer, kanatları ikişer, ayaklarıyla ağız parçaları üçer çift olan eklem bacaklılar sınıfı, haşerat.

Hayvan : At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Örümcek bağlamak : Bir şey uzun süre kullanılmadan kendi hâline bırakılmış olmak. üzerinde örümcek ağı olmak.

Örümcek sarmak : Bir yer örümcek ağları ile dolmak.

Örümcek kafalı : Eskiye saplanıp yeniliklere düşman olan, eskiye bağlanıp kalmış olan, geri düşünceli (kimse).

Örümcek kuşu : Örümcek kuşugillerden, orta boyda, tüyleri koyu kül rengi, siyah, beyaz, bazısında pembe veya koyu kırmızı benekler bulunan ötücü kuş (Lanius).

Ay örümceği : Ay modülü.

Denizörümceği : Bir tür büyük yengeç (Maja squinado).

Kaya örümceği : Taşlar arasında yaşayan bir tür örümcek.

Su örümceği : Su altında kendi ördüğü ipekten kese içinde yaşayan örümcek (Argyroneta aquatica).

Şeytan örümceği : Ördüğü ağı rüzgâra salarak onunla birlikte uzaklara giden bir cins örümcek. Öğle sıcağında havada örümcek ağı gibi tel tel görünen güneş ışığı.

Yer örümceği : Toprak içinde ağla döşeli yuva yapan, büyük bir tür örümcek (Mygale avicularia).

Örümce : Örümcek.

Örüm : Sürünün gece veya sabaha karşı otlaması.

Örümcek kuşugiller : Örümcek kuşu vb.ni içine alan ötücü kuşlar familyası.

Örümceklenme : Örümceklenmek işi.

Örümceklenmek : Bir yer örümcek ağlarıyla dolmak. Ateşli hastalıklarda göz, ağız vb. yerler kurumuş salgılarla perdelenir gibi olmak. Bakımsız ve terk edilmiş bulunmak.

Örümcekli : Eskimiş, modası geçmiş, köhne, çağ dışı. Örümcek ağlarıyla kaplanmış, örümcek bağlamış.

Örümceksi : Örümcek ağı gibi ince ve seyrek dokulu olan.

Örümceksi ben : Sirozun yol açtığı yüzde ve gövdede görülen kırmızımsı, örümcek biçiminde damar genişlemesi.

Örümceksi zar : Beyni ve omuriliği örten sert zar ile ince zar arasında bulunan ağ gibi ince, seyrek dokulu zar.

Kafası örümcekli : Gerici. Düşüncesiz, kaba, anlayışsız (kimse).

Eklemli : Eklemi olan.

Yürüteç : Yeni yürümeye başlayan çocukların çabuk yürümelerini sağlayan araç, örümcek, yürüten. Yürüme sorunu olan kimselerin kullandığı araç, yürüten.

Eklem : Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal.

Şube : Kol. Bir kurumun, bir kuruluşun alt mevkilerindeki iş yerlerinden her biri. Okullarda aynı düzeydeki sınıflardan her biri. Dal.

Örümceğimsiler : Karada yaşayan akrepler, örümcekler, keneler ve uyuz böceklerini içine alan, dört çift ayaklı eklem bacaklılar sınıfı.

Sınıf : Derslik. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas. Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü.

Genel : Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi.

Bu : Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.

: Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke. İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Çaprazlama örgü ile yapılmış olan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file. Tuzak. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık.

Örümcek ağı : Örümcekler tarafından özel ince iplikten örülen yuva.

Örümcek evi : Örümcek ağı.

Örümcek hastalığı : hlk. Atların burnunda polip olması durumu.

Örümcek kuzu kondrodisplazisi : Yeni doğan kuzularda bacakların ince, uzun ve kıvrık olmasıyla, zayıf kas gelişimi, küçük kafa yapısı, skoliozis, sternumda biçim bozukluğu ve çarpık bacaklılıkla belirgin otozomal çekinik bir faktörle oluşan yapılış bozukluğu.

Örümcek maymunu : Maymunlar (Primates) takımının, Yeni Dünya maymunugiller (Cebidae) familyasından, 60 cm kadar uzunlukta, 80 cm kadar kuyruğu olan, bacakları ince ve uzun, kuyrukları sarılıcı, yüzleri kırmızı ve çıplak, kılları kara renkli, Güney Amerika'da yaşayan bir tür. (karşılık: koata, Ateles paniscus), Maymunlar (Primates) takımının Yenidünya-maymunugiller (Cebidae) familyasından bir memeli türü. Uzunluğu 60, kuyruğu 80 cm. Bacakları ince ve uzun, kuyrukları sarılıcı ve uzundur. Yüzleri kırmızı, kılları kara renklidir. Güney Amerikada yaşar.

Örümcek-kuşugiller : (Laniidae), (Lat. lanius = örümcek kuşu,) Omurgalı hayvanlardan kuşlar (Aves) sınıfının ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının öz-ötücüler (Oscines) üst-familyasına giren bir familyası. Gagaları düz ve uzundur. Üst gaganın ucu kıvrık olup 2 diş taşır. Gagalarının dibinde kıllar vardır. Göçücüdürler. Kırmızı-sırtlı örümcek kuşu (Lanius collurio), büyük örümcek kuşu (L. excubitor), kara-alınlı örümcek kuşu (L. minor), maskeli örümcek kuşu (L. nubicus), kızıl-başlı örümcek kuşu (L. senator) iyi bilinen türleridir.

Örümcekağı doku : Kent özeğinden çıkan ve çevreye doğru uzayan yollar boyunca, oturma, çalışma ve dinlenme yapılarının yerleşmiş olduğu, bölgesel alışveriş yerlerinin ve yeşil alanların serpiştirildiği yoğun yapı adalarının, anayolların; enine kimi yollarla birbirine bağlandığı yerleşme düzeni, kent dokusu.

Örümcekağı kent : Özeğinden çevresine doğru ışın gibi yayılan yolları olan, örümcekağı biçiminde dokusu bulunan kent.

Örümcekağı önermesi : İstemin fiyat ve gelir esnekliğinin düşük olduğu, üretimin doğa koşullarının etkisine açık bulunduğu ve sunumun fiyat değişimlerine gecikmeli tepki verdiği tarım ürünleri piyasasında ortaya çıkan sel, kuraklık, zararlıların artması ve salgın hastalık gibi olağan dışı bir durumun üretimi denge düzeyinden saptırmasıyla fiyatın ve üretim miktarının zaman içinde izleyeceği yolun örümcek ağına benzemesi nedeniyle bu adla anılan ve Mordecai Ezekiel tarafından geliştirilen gecikmeli bir devingen piyasa modeli.

Örümcekağı tasar : Bir çemberin yarıçapı boyunca yolların özekten çevreye ya da çevreden özeğe doğru uzamasını ve kentin buna uygun olarak biçimlenmesini amaçlayan kent tasarı.

Diğer dillerde Örümcek anlamı nedir?

İngilizce'de Örümcek ne demek? : n. spider, spinner

Fransızca'da Örümcek : araignée [la]

Almanca'da Örümcek : n. Spinne

Rusça'da Örümcek : n. паук (M), паутина (F)