Takeaway türkçesi Takeaway nedir

  • Paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek).
  • Paket servisi olan restoran.
  • Hazır yemek satan dükkandan alınan.
  • Paket servis.
  • İşeyarar bilgi.
  • Paket.
  • Başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan.
  • Hazır yemek satan dükkan.
  • Paket servisi.
  • Sıcak yemeklerin paket halinde satıldığı (yer).

Takeaway ingilizcede ne demek, Takeaway nerede nasıl kullanılır?

Takeaways : Paket servis. Paket. Paket servisi olan restoran. Başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan. Paket servisi. Paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek). İşeyarar bilgi. Sıcak yemeklerin paket halinde satıldığı (yer).

Takeable : Alınılabilir.

Unmistakeable : Yanlış anlaşılmaz. Yanılmaz. Aşikar. Hatalı olamaz. Kesin. Kolay tanınan. Muhakkak. Açık. Belirgin. Belli.

Unmistakeably : Açıkça. Şüphe götürmez bir şekilde.

Take a back : Kendini göstermemek. Arka planda kalmak.

Take a bite : Bir ısırık al.

Take a bad turn : Kötü yönde değişmek.

Take a bearing : Kerteriz almak. Kerteriz etmek.

Take a break : Ara vermek. Paydos etmek. Mola vermek. Teneffüse çıkmak. Mola alan. Aktivitelerde kısa bir araya giden. Aralık vermek.

Take a bathroom : Yıkanmak. Banyo yapmak.

İngilizce Takeaway Türkçe anlamı, Takeaway eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Takeaway ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Manoeuvre : Önlem almak. Manevra. Manevra yapmak. Birtakım manevralar yapmak (bir amaca ulaşmak için). Dolap çevirmek. Birtakım hareketlerle birşeyi belirli bir yere getirmek. Manevra yaparak belirli bir yere getirmek. Dalavere yapmak. Dolap. Önlem.

Packet : Sorun. Bohça. Çıkın. Deste. Ceza alma. Bir yığın para. Paketlemek. Yaralanma.

Play : Kımıldamak. Oynama üzere yazılmış tiyatro yapıtı. Hareket etmek. Eğitim, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Sunmak. Oyunluktaki belirli bir kişiyi canlandırmak. Oynamak. Çalmak (müzik terimi). Tutmak ( ye). Bir tiyatro sanatçısının sahnedeki oyunu. oynanmak üzere yazılmış tiyatro yapıtı.

Bluey : Avustralya çoban köpeği. Trafik bileti. Ormanda yaşayan bir kimsenin kişisel eşyalarını koyduğu sarmalanmış battaniye (aslen mavi) (avustralya). Ekipman. Maden işçisi kıyafeti. £5. Kızıl saçlı kimse. Bir deniz anası türü.

Packets : Yaralanma. Sorun. Paketler. Bir yığın para. Bohça. Ceza alma. Çıkın.

Fasciculus : Fassikulus. Tomar. Koli. Bohça. Fasikulus. Fasikül, demetçik, küçük demet.

Pack : Eşyalarını toplamak. Sargı. Sıkıştırmak. Ambalaj. Sürü. -i denk etmek. Valiz toplamak. Koruyucu bir madde ile doldurmak. Dolgu yapma. Semer.

Convenience food : Tüketime hazır gıda. Hazır yemek.

Bundle : Demet. Sokuşturmak. Toplamak. Palas pandıras yollamak. Bir yığın. Yığın. Tıkıştırmak. Paldır küldür gitmek. Bağ. Bohçalamak.

Takeaway synonyms : takeaways, packages, package, packs, packeted, takeout food, parcel, maneuver, packeting, blueys, takeout.