Take a break türkçesi Take a break nedir

  • Aralık vermek.
  • Teneffüse çıkmak.
  • Mola alan.
  • Aktivitelerde kısa bir araya giden.
  • Ara vermek.
  • Mola vermek.
  • Paydos etmek.

Take a break ile ilgili cümleler

English: Ali and Mary need to take a break from each other.
Turkish: Ali ve Mary birbirlerinden mola almalılar.

English: Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.
Turkish: Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.

English: I suggest that you take a break and cool off a little.
Turkish: Bir mola vermeni ve biraz dinlenmeni öneriyorum.

English: Can I take a break now?
Turkish: Şimdi mola verebilir miyim?

English: Ali can take a break if he wants.
Turkish: Ali eğer isterse mola verebilir.

Take a break ingilizcede ne demek, Take a break nerede nasıl kullanılır?

Take : Kavramak. Tutuş. Reaksiyon. Etkili olmak. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Avalanan hayvan miktarı. Alıntı. (sınava) girmek. Hasat. Kabul etme (vücut).

A : Bir. Argonun simgesi. Miktar belirtir. İngiliz alfabesinin birinci harfi. Belirli bir tür veya nitelikteki. En yüksek not. En iyi kaliteyi simgeleyen harf. Atom ağırlığı. (herhangi) bir. Amperin simgesi.

 

Break : Kırmak. Ara. Şafak vakti. Mola. Yıkmak. Yakın dövüşü bırakmak. Bitmek. Tan. Çatlatmak. Kaçmak.

Take a back : Kendini göstermemek. Arka planda kalmak.

Take a back seat : Geri planda yer almak. Arka planda yer almak. Bir kenara çekilmek. Önemini yitirmek. Geri plana çekilmek. Kenara çekilmek. Ön plana çıkmamak. Arka planda kalmak. Köşesine çekilmek.

Take a breath : Ferahlamak. Soluklanmak. Soluk almak. Nefes almak.

Take a beating : Fark yemek. Dayak yemek. Yenilmek. Bozguna uğramak. Çok para kaybetmek.

Take a bow : Tiyatro'da eğilerek selam vermek. Alkışları kabul etmek. Teşekkürleri kabul etmek.

Take a bashing : Dayak yemek. Sopa yemek.

Take a bathroom : Banyo yapmak. Yıkanmak.

İngilizce Take a break Türkçe anlamı, Take a break eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Take a break ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Give a break : Fırsat vermek. Şans tanımak. Huzur vermek.

Remits : Havale göndermek. Havale etmek (para). Göndermek (para). Hafifletmek. Kolaylaştırmak. Affetmek. Yatıştırmak. (borç veya ceza vb'den) kurtarmak. İptal etmek. Bağışlamak.

Discontinue : Arkası kesilmek. Sona ermek. Bırakmak. Kesmek. Bitmek. Kullanımdan kalkmak. Durmak. Devam etmemek. Durdurmak.

Pause : Duraksamak. Duraklama göstermek. Tereddüd etmek. Ara. Durgu. Ara verme. Ara dinlenmesi. Mola.

Adjourn : Geçmek (bir yere). Sonraya bırakmak. Sona ermek (toplantı veya oturum). Ertelemek. Geciktirmek. Ertelenmek. Dağılmak. Oturuma son vermek. Bitmek.

Rests : Dayanmak. Yatmak. İstirahat etmek. Çıkarmak. Koymak. Gömülü olmak. Ebedi istirahatte olmak. Uyumak. Yaslanmak.

 

Knock off : Çalmak. Fiyat kırmak. İndirim yapmak. Kızlığını bozmak. Çırpıştırmak. Vurup devirmek. Aşırmak. Düşürmek. Korsan eser.

Discontinued : Devam etmemek. Bırakmak. Durmak. Sona ermek. Son vermek. Baskısı tükenmiş. Sonlanmış. Durdurmak. Kesmek.

Recessed : Gömük. İçerlek. Girintili. Oymak. Gömme. Tatil olmak. Boşluğa yerleştirmek. Girinti yapmak. Yer açmak.

Take a break synonyms : have a slack, take a breather, have a break, recess, rest, remit, adjourns, discontinues, breaks, quit, intermitting, intermits, discontinuing, interrupting, intermitted, break, interrupts, stop working, stop work, stop over, stop off, interrupt, call it a day, intermit, recessing, lay over.