The right türkçesi The right nedir

The right ile ilgili cümleler

English: Ali arrived at just the right time.
Turkish: Ali tam doğru zamanda vardı.

English: "I have to pee." "Jonny, that's not the right thing to say. Say, 'Excuse me. I need to go to the toilet.'"
Turkish: "İşemek zorundayım." "Jonny, söylemek için bu doğru bir yol değil. Şöyle söyle, 'Affedersiniz. Tuvalete gitmem gerekiyor.'"

English: Ali arrived at just the right moment.
Turkish: Ali tam doğru zamanda geldi.

English: "Can" is the right word to express ability and "May" to ask for permission.
Turkish: "Can" yetenek ifade etmek için ve "May" izin istemek için doğru kelimedir.

English: "Could it be...?" Dima wondered. "Did I finally get the right Al-Sayib?"
Turkish: " Olabilir miydi...? Dima merak etti. Sonunda doğru Al-Sayib aldım mı?

The right ingilizcede ne demek, The right nerede nasıl kullanılır?

The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belgili tanımlık. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer).

Right : Yolunda. Çeki düzen vermek. Doğrudan doğruya. Hak. Düzelmek. Dosdoğru. Doğrulmak. Cidden. Derleyip toplamak. Tam olarak.

 

The right of asylum : Sığınma hakkı.

The right reverend : Çok muhterem (piskoposun isminden önce kullanılan unvan).

The right road : Soylu yol. Dürüst yol. Doğru yol.

The right side : Kumaş yüzü. Sağ kenar. Kumaşın ön yüzü.

The right thing to do : Yapılacak doğru şey. Yapılması gereken doğru hareket.

İngilizce The right Türkçe anlamı, The right eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak The right ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Accurate : Hassas. Kesin. Yanlışsız. İnce. Tam. Dakik. Yanlış yapmamaya özen gösteren. Sahi.

Right wing : Sağ açık. Sağcılar. Sağ görüş. Sağ kanat.

Becoming : Yakışır. Yakışık alır. Uygun. Olmak. Yakışan. Güzel duran. Üzerine yakışan. Göz alıcı. Oluş.

Above board : Açık. Hilesiz. Açıkça. Yasal. Kanunlara uygun. Açık ve dürüst. Dürüstçe. Gizlisi saklısı olmayan. Alnı açık.

Right sides : Sağ kenarlar.

Hoof : Toynaklı olan memelilerin parmaklarının uç bölgesinde, ön tarafını korumaya yarayan boynuz maddesinden yapılmış kısım. Yaya gitmek. Toynaklı hayvan. Tepmek. Yol tepmek. Çiftelemek (at vb). Tekmelemek. Ayak. Dans etmek.

Living : Yaşamak için gerekli araçları sağlama işi. krş. geçim darlığı. Yaşayan. Yaşantı. Ekmek parası. Canlı. Hayat. Yaşama. Oturma. Güncel.

According to hoyle : Kurallara uygun. Kurallara uygun olarak. Usulüne göre. Usulen. Tamam. Doğru olarak.

Righter : Düzenli. Sağlıklı. Dik (açı). Dik açılı. Haklı. Gerçek. En uygun. Dürüst.

Aright : Doğru biçimde. Hatasız olarak. Hatasız. Doğru dürüst. Doğru olarak. Gereği gibi.

The right synonyms : dexter, rightest, right, right side, according to cocker, advisable, as well, attic, offside, direction indicator, right hand side, righted, alive, becomings, right wings, cheese, right handed, aboveboard, able bodied, authentics, attics, hoofing, around, authentic, in the land of the living.