Thrombus türkçesi Thrombus nedir

  • Tıkaç.
  • Trombüs.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • Trombus.
  • Tıkanıklık.
  • Canlıda, fibrin, kan pulcuğu ve hücresel elemanlardan oluşan, oluştuğu noktada damarın veya kalbin iç yüzünün tıkanmasına neden olan kan pıhtısı. tıkaç.
  • Kan pıhtısı.
  • Tromboz.
  • Damar içi pıhtılaşması.
  • Damarı tıkayan pıhtı.

Thrombus ingilizcede ne demek, Thrombus nerede nasıl kullanılır?

Thrombectomy : Trombektomi. Bir kan damarından bir kan pıhtısının alınması.

Thrombi : Kan pıhtısı. Tıkanıklık.

Thrombin : Dolaşan kanda bulunan yara yerlerinde prototrombinden meydana gelerek fibrinojeni fibrine çeviren ve pıhtılaşmada rol oynayan bir madde. Plazmada eriyebilen bir protein olan fibrojeni, erimeyen fibrine dönüştüren enzim. protrombinin etkin biçimi. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Trombin. Plazmada eriyebilen bir protein olan fibrojeni, erimeyen fibrine dönüştüren enzim. Kan pıhtısı içerisindeki pıhtılaşan madde.

Thromboclasis : Tromboklasi. Pıhtının erimesi. Bir kan pıhtısının dağılması (tıp veya medikal terimi). Tromboklazis.

Thromboclastic : Bir kan pıhtısının dağılması ile alakalı (tıp veya medikal terimi). Tromboklastik.

Thrombocytopenic : Trombositopenik.

Thromboembolic : Damara tutunmuş trombüsten ayrılan parçanın kan dolaşımıyla başka bir bölgede tıkanıklık oluşturmasıyla belirgin olan. Tromboembolik.

 

Thrombocytosis : Kanda trombositlerin artması. Kanda trombosit sayısında artma. Trombosltoz. Trombositoz. Hiperplaketoz.

Thromboemboli : Tromboemboli. Trombüsten kaynağını alan kandaki yabancı cisimler. emboli olgularının% 95'ini oluşturur.

Thrombocytopenia : Trombopeni. Kandaki trombosit sayısının azalması. Dolaşım kanındaki kan pulcuklarının sayısının göreceli olarak azalması. Trombositopeni.

İngilizce Thrombus Türkçe anlamı, Thrombus eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Thrombus ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Congestion : Genellikle dolaşımın yoğun olduğu yollardan söz edilirken kullanılmakla birlikte, besleyemeyeceği ve kentsel işlevlerini gereği gibi yerine getiremeyeceği ölçüde büyümüş, yüzölçümü, işlevlerine dar gelmeye başlamış kentler için de kullanılan terim. Sıkışıklık. Bilgisayar, veterinerlik alanlarında kullanılır. Hiperemi. Kan hücumu. Kalabalık. Tıkanma. Birikme. Toplardamarlardaki kanın dönüşünün engellenmesi veya yetersizliği sonucu kanın organ veya dokuların bir bölgesinde veya tamamında birikmesi. Konjesyon.

Dead lock : Durgunluk. Durma. Çıkmaz. Çıkmaz sokak.

Abdominal palpation : Avuç içi, parmak veya yumrukla çok hafif basınç uygulayarak karın bölgesindeki değişikliklerin niteliğini anlamak için yapılan muayene, abdominal palpasyon. Karın bölgesinin elle muayenesi. Abdominal palpasyon.

Gore : Peş. Boynuzlamak. Süsmek. Boynuz vurmak. Peş koymak. Kan. Fildişi ile yaralamak. Boynuzla yaralamak. Peş kumaş.

 

Abdominal fat necrosis : Karın içi yağ nekrozu. Karın yağı nekrozu.

Blood cloth : Polimerize olmuş ve çözünmeyen fibrin ağı ile bunlara yapışmış hücrelerden oluşan, katılaşmış ve çoğunlukla kanamanın olduğu bölgelerde görülen yapı. Yapısında kan hücreleri ve kan pulcukları içeren fibrin yumağından oluşan, çoğunlukla kanamanın olduğu bölgelerde görülen katı madde. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.

Blockage : Blokaj. Bir değerin yetkilinin izni olmadan sahibi tarafından kullanılmasının engellenmesi. krş. bırakım. Tıkanma. Durdurum. Abluka. Tıkama. Muhasara. Tıkayıcı şey.

Embolus : Kan veya lenf damarı içerisinde yüzen ve damar iç boşluklarının mekanik olarak daralmasına veya tıkanmasına neden olan katı, sıvı veya gaz halindeki yabancı cisim. embolusların büyük çoğunluğu kısmen veya bütünüyle yerinden kopmuş trombüslerden oluşur. tıkaç. Kan dolaşımında bulunan çözünmeyen bir madde kümesi (tıp veya medikal terimi). Damar tıkantısı. Damar içinde yüzen ve damar lumenlerinin mekanik olarak daralmasına veya tıkanmasına neden olan doku parçası, bakteri kümesi ve yağ damlacığı gibi katı veya hava kabarciğı gibi maddeler. Embolus. Embolüs. Emboli.

Abdominal pain : Karın ağrısı. Göğüs ve leğen arası bölgede biçimlenen, klinik belirtileri hayvan türlerine göre değişebilen ağrı, abdominal ağrı. Abdominal ağrı.

Emboli : Kan dolaşımında bulunan çözünmeyen bir madde kümesi (tıp veya medikal terimi). Embolus. Embolusun çoğulu, çok sayıda embolus. Emboli. Damar tıkantısı.

Thrombus synonyms : trombus, bottleneck, a crochordon, congestions, thrombos, fillers, grume, cruor, abdominal ovariectomy, packing, plug, abdominal distention, filler, being choked up, abattoir, a c deformity, neck, blood coagulum, blocking, a band, gores, coronaries, packings, thrombosis, clot of blood, bot, clot, thrombose, deadlocks, atresia, holdup, bungs, clogging.

Thrombus ingilizce tanımı, definition of Thrombus

Thrombus kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A clot of blood formed of a passage of a vessel and remaining at the site of coagulation.