Weigh on türkçesi Weigh on nedir

Weigh on ingilizcede ne demek, Weigh on nerede nasıl kullanılır?

Weigh : Ağırlığında olmak. Gelmek. Belirli bir ağırlık çekmek. Önemi olmak. Tartıya vurmak. Kantara vurmak. Bastırmak. Yük olmak. Çekmek. Gelmek (kilo).

On : E doğru. De. Yanmak. Olmakta olan. Üzerinde. Giyilmiş. Civarında. Makbul. Devrede. İle.

Weigh one thing against another : Karar vermeye çalışırken bir şeyi başka bir şeyle karşılaştırmak.

Weigh oneself : Tartılmak.

Weigh against : Aleyhine olmak.

Weigh against somebody : Karşı olmak. Aleyhinde konuşmak.

İngilizce Weigh on Türkçe anlamı, Weigh on eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Weigh on ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Fazes : Altüst etmek. Ödünü koparmak. Rahatsız etmek (argo terim). Dehşete düşürmek. Çekindirmek. Ürkütmek. Korkutmak. Çözmek. Sinirlerini bozmak.

Disturb : Aksatmak. Taciz etmek. Rahat vermemek. Tahrik etmek. Altüst etmek. Karıştırmak. İhlal etmek. Huylandırmak.

Rankle : Acısı içinden çıkmamak. İçin için yanmak. Acısı unutulmamak. Yüreğine dert olmak. İrin toplamak. Acısı geçmemek. İltihaplanmak.

Aggrieve : Mağdur duruma düşürmek. Kırmak. İncitmek. Kederlendirmek. Gücendirmek. Rencide etmek. Mağdur etmek.

 

Incumbered : Ayak bağı olmak. Güçlük çıkartmak. Engel olmak. Ağırlık olmak. Engellemek. Güçlük çıkarmak (encumber olarak da yazılır).

Disturbs : Bozmak. Huylandırmak. Rahat vermemek. Altüst etmek. Rahatsız etmek. Aksatmak. Endişelendirmek. Taciz etmek.

Cast down : Aşağı atmak. Keyfini kaçırmak. Devirmek. Morali bozuk. İndirmek. Canını sıkmak. Yere atmak.

Inconvenience : Uygunsuzluk. Zahmet olmak. Zahmet vermek. Sıkıntı veren şey. Sıkıntı vermek. Rahatsızlık. Rahatsız etmek. İşini zorlaştırmak. Sakınca. Zahmet.

Agitates : Altüst etmek. Propaganda yapmak. Tahrik etmek. Sallamak. Çalkalanmak. Kışkırtmak. Galeyana getirmek. Dalgalandırmak. Telaşlandırmak. Çalkalamak.

Weigh on synonyms : give rise to thought, cumbering, act up, impose, faze, aggrieves, cumber, affects, aggrieving, imposed, be a charge on somebody, incumber, bear hard on, cumbers, incumbers, break up, make think, afflict, set somebody thinking, affect, rankles, rankled, rankling, imposes, bring under, puzzles, puzzle, afflicts, fazed, chagrin, preoccupying, preoccupy, inconveniencing.