Yakınmak nedir, Yakınmak ne demek

  • Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak
  • Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek.

"Yakınmak" ile ilgili cümle

  • "Kaç kez yakındım ona, yüzünü öyle bir yas kapladı ki yakındığıma da yakınacağıma da bin pişman oldum." - Halikarnas Balıkçısı
  • "Kına yakınmak."

Yerel Türkçe anlamı:

Sürmek, koymak (kına için).

Hukuki terim anlamı:

şikâyet etmek.

Diğer sözlük anlamları:

Yakmak (kına hakkında).

Yakınmak anlamı, tanımı:

Yakınma : Yakınmak (I) işi. Yakınmak (II) işi, şikâyet.

Yakın : Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba. Aralarında sıkı ilgi bulunan. Uzak olmadan. Benzeyen, andıran, yaklaşan. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan. Uzak olmayan yer. Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı.

Sürmek : Dokundurmak, değdirmek. Bitki, ot yetişip ortaya çıkmak, bitmek, yeşermek. Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak. Olmaya devam etmek. Önüne katıp götürmek. Yönetip yürütmek, sevk etmek. Uzatmak, ileri doğru itmek. Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek. Devam etmek. Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak. Pulluk veya sabanla toprağı işlemek. Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek. Zaman geçmek. Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak. Herhangi bir durum içinde bulunmak. Zaman almak.

 

Koymak : Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek. İmza, tarih, adres yazmak. Katmak, eklemek. Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak. Etkilemek, dokunmak. Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak. Bırakmak. Bırakmak, terk etmek. Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak.

Sızlanmak : Kendine yapılmış olan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallüm etmek.

Anlatmak : Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak. Nakletmek. Bilgi vermek, izah etmek.

Etmek : Bulmak, erişmek. Bir işi yapmak. Küçük veya büyük abdestini yapmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Herhangi bir değerde olmak. Eşit değer kazanmak. Kötülükte bulunmak. Demek, söylemek.

Yakınmak ile ilgili Cümleler

  • Yakınmak için hiçbir sebep yok.
  • Yakınmak bu durumu çözmeyecek.
  • Yakınmaktan başka hiçbir şey yapmaz.
  • Yakınmak için hiçbir nedeni yok.
  • O, sabahtan akşama kadar yakınmaktan başka bir şey yapmaz.

Diğer dillerde Yakınmak anlamı nedir?

İngilizce'de Yakınmak ne demek? : v. beef, belly, bemoan, complain, gripe, grizzle, grouch, grumble, kick, rail, repine

Fransızca'da Yakınmak : se plaindre, crier, geindre, récriminer

Almanca'da Yakınmak : v. jammern, klagen, wehklagen

Rusça'da Yakınmak : v. накладывать, сетовать, пенять, наложить