Sızlanmak nedir, Sızlanmak ne demek

  • Kendine yapılmış olan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallüm etmek

"Sızlanmak" ile ilgili cümle

  • "Yandaki evin gelini geceleri sabahlara kadar, sabahtan da akşama kadar sızlanıyordu." - A. Kutlu

Yerel Türkçe anlamı:

Yalvarmak

Sızlanmak kısaca anlamı, tanımı:

Sızlanma : Sızlanmak işi, yakınmak, şikâyet, şekva, tazallüm.

Haksız : Davası, iddiası, davranışı, düşüncesi doğru ve yerinde olmayan (kimse). Hak ve adalete uygun olmayan.

Tedirgin : Rahatı, huzuru kaçmış, bizar.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.

Çare : Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu. Tedavi yolu, deva.

Bulma : Bulmak işi.

Sıkıntı : Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet. Bulunmama durumu. Sorun, mesele, sendrom, problem. İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet.

 

Ortak : Kuma. Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar, partner. Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek.

Sızlanmak ile ilgili Cümleler

  • Jale sızlanmaksızın her şeyi kabul etti.
  • Sızlanmaktan vazgeçin.

Diğer dillerde Sızlanmak anlamı nedir?

İngilizce'de Sızlanmak ne demek? : v. complain, whine, whimper, groan, beef, belly, bemoan, gripe, grizzle, grunt, kick, squeal

Fransızca'da Sızlanmak : se plaindre, geindre, criailler, crier

Almanca'da Sızlanmak : v. ächzen, lamentieren

Rusça'da Sızlanmak : v. жаловаться, сетовать, стонать, канючить