Yaran nedir, Yaran ne demek

Yaran; tarih alanında kullanılan bir sözcüktür. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de isim olarak kullanılır.

  • Dostlar
  • Bir amaç çevresinde toplanmış veya aynı amacı güttükleri için bir araya gelmiş olanların tümü.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Bezek, süs.

Yaran ile ilgili Cümleler

  • Rusçuk yâranı. Malta yâranı.
  • Ben kılı kırk yaranım.
  • Her şeyde kılı kırk yaran biri olduğu için, Meryem'in etrafta olması sinir bozucu.
  • Yarana dokunma.
  • Kızgınım, çünkü yaranamadım.
  • Kanamayı hemen durdurmak için yaranın üzerine baskı uygulayın.
  • O kılı kırk yaran bir kimse gibi görünüyor.

Yaran ile ilgili Atasözü veya Deyim

parmağını yaranın üzerine basmak : asıl derdi veya bir derdin asıl sebebini göstermek.

Yaran anlamı, tanımı

Yara : Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik. Dert, üzüntü, acı. Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık. Vücutta işlemekte olan çıban

Yaran konuşmak : Anlamsız konuşmak.

Yarana : Asmayı, omcayı tutmak için, üzüm bağlarına dikilen ağaç.

Yaranabilme : Yaranabilmek işi.

Yaranabilmek : Yaranma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Yaranboğuş : Güreşe başlarken yapılan boğuşma.

Yarandırma : Yarandırmak işi.

Yarandırmak : Yaranma işini yaptırmak. Atı, gezdirerek, yemini suyunu azaltarak zayıflatıp, koşuya hazırlamak. Saydırmak, sevdirmek. Egzersiz yaptırarak atı harbe hazırlamak.

 

Yaranlık : Şaka, oyun, eğlence.

Yaranmış at : Pişkin ve idmanlı at.

Yarannı : Gösterişli.

Yaranyarış : Yarışma (genellikle koşu için).

Yaranış : Yaranma işi.

Yaranma : Yaranmak işi.

Yaranmak : Bir davranışla birini memnun etmek. İçten olmayan davranışlarla birini memnun etmeye, gözüne girmeye çalışmak.

Bir ara : Kısa bir süre. Geçmiş bir zamanda.

Topla : Üç parmaklı dirgen.

Bezek : Süs, ziynet. Bir eseri süslemeye yarayan motiflerin her biri.

Çevre : Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Diğer dillerde Yaramaz çocuk sendromu anlamı nedir?

İngilizce'de Yaramaz çocuk sendromu ne demek ? : nasty child syndrome