Yele nedir, Yele ne demek

"Yele" ile ilgili cümleler

  • "Ben, yelesi yelde dalgalanan, sağrısı köpüklü kır atıma bineceğim." - N. Hikmet

Biyoloji'deki anlamı:

Birçok memeli hayvanlarda boynun sırt bölgesine sıralanmış bulunan uzun kıllar. At yelesi, arslan yelesi gibi.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Atların boyunlarının üst tarafı boyunca uzanan uzun kıllar, yuba.

Zooloji alanındaki anlamı:

Birçok memeli hayvanlarda boynun sırt bölgesine sıralanmış bulunan uzun kıllar.

İngilizce'de Yele ne demek? Yele ingilizcesi nedir?:

mane

Fransızca'da Yele ne demek?:

crinière

Yele kısaca anlamı, tanımı:

Yele vermek : Savurmak, boşuna harcamak.

Yeleç : Havadar.

Yelek : Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi. Kuş kanadının büyük tüyü, telek. Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy.

Yeleken : Havadar.

Yelekleme : Yeleklemek işi.

Yeleklemek : Okun kuyruğuna tüy takmak.

Yeleklenme : Yeleklenmek işi.

Yeleklenmek : Kanatlanmak, kanat açmak.

Yelelenme : Yelelenmek işi.

Yelelenmek : Saç hafif hafif dalgalanmak.

Yeleli : Yelesi olan (hayvan).

Yeleli kurt : Sırtlan.

Yeleme : Havai.

Yelengeç : Kabuğu kendi kendine çatlayıp soyulan (ağaç).

Bağır yeleği : Zırh altına giyilen, köseleden yapılmış yelek.

 

Can yeleği : Cankurtaran yeleği.

Cankurtaran yeleği : Yelek biçiminde yapılmış cankurtaran aracı, can yeleği.

Çelik yelek : Özel alaşım ve maddelerle kurşun geçirmeyecek bir biçimde yapılmış üst giysisi.

İkaz yeleği : Güvenlik görevlilerin giydiği fosforlu şeritleri bulunan, özel yelek. Doğal afet zamanlarında enkaz kaldırılırken görevlilerin her an görülebilmeleri için giydikleri, fosforlu şeritleri bulunan yelek.

Aslan : Zodyak üzerinde Yengeç ile Başak arasında yer alan takımyıldızın adı. Gürbüz, cesur ve yiğit adam. Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160, kuyruğu 70 santimetre ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir tür memeli, arslan.

Hayvan : Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık.

Balık : Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla nefes alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı. Zodyak üzerinde Kova ile Koç arasında yer alan takımyıldızın adı.

Sırt : Bir şeyin üstü, üst bölümü. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı. Dağların veya tepelerin üst bölümü. Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm. İnsanın üstü. Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm. Kesici araçların kesmeyen kenarı.

Yele gelmek : İnek, boğa istemek.

Yele gitmek : Heder olmak, boşa gitmek.

Yele varmak : Heba olmak, havaya gitmek, boşa gitmek, zayi olmak, heder olmak. Yel gibi gitmek, koşarak gitmek.

 

Yele ve kuyruk distrofisi : Atlarda kuyruk ve yele kıllarının kısa ve kırılgan olmasıyla belirgin, sebebi bilinmeyen bozukluk.

Yele yapışmak : Esassız, temelsiz şeey güvenmek.

Yele yele : Koşa koşa.

Yele yele gitmek : Koşa koşa, çabuk çabuk gitmek.

Yelebimek : Yelle sallanmak. Rüzgâr tesiriyle salllanmak, dalgalanmak.

Yelebük : Ekin aralarında biten bir çeşit asalak ot

Yelece : Topraktan yapılmış su testisi.

Yele ile ilgili Cümleler

  • Yeleği düğmesizdi.
  • Yaşam yelekleriyle gölde süzülen bazı/kimi yüzücüler gördüm.
  • Kimler çelik yelek giyiyor?
  • Ali bir yelek giydi.
  • Kurşun geçirmez yeleğin nerede?
  • Tom, kurşun geçirmez yeleğini çıkardı.
  • Kışın yeleğimin üstüne ceket giyerim.
  • Ali balık tutma yelek ve şapkasını giydi ve kapıya yöneldi.

Diğer dillerde Yele anlamı nedir?

İngilizce'de Yele ne demek? : n. mane

Fransızca'da Yele : crin [le], crinière [la]

Almanca'da Yele : n. Mähne

Rusça'da Yele : n. грива (F)