Çıtlak nedir, Çıtlak ne demek
Çıtlak; Biyoloji alanında kullanılan bir sözcüktür.
Yerel Türkçe'deki anlamı:
Kibrit.
Kıvılcım.
Kapı mandalı.
Küçük çocuğun çatlarcasına ağlaması (hk.).
Çatlak: Tabak çıtlaktı.
Celtis Orientalis (Ulmaceae).
Patlatılmış mısır: Pazardan çatlak yapmak için mısır aldım.
Tuzlanmış yeşil zeytin.
Kökünden sakız yapılan karakavuk otu ve bu ottan çıkarılan sakız.
Çıtçıt, fermejüp.
Biyoloji'deki anlamı:
[Bakınız: çitlembik].
Çıtlak tanımı, anlamı
Çıtlak sakızı : Kara kovuk otundan çıkarılan sakız.
Çıtlaklı : Trabzon şehri, Beşikdüzü belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
Kapı mandalı : Kapının kapalı tutulmasına yarayan demir veya tahtadan araç.
Çitlembik : Kara ağaçgillerden, düz kabuklu, kerestesi sert ve dayanıklı bir ağaç, çıtlık, menengiç (Celtis australis). Bu ağacın mercimekten büyük, yuvarlak, buruk lezzette meyvesi.
Karakavuk : Hindiba.
Fermejüp : Çıtçıt.
Kıvılcım : Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası, alev, çakım, çakın, çıngı, şerare. Güneş yüzeyinde düzensiz aralıklarla görülen parlama. Demir, taş vb. maddelerin güçlü çarpışmasından sıçrayan ateş durumundaki parçacıkları. Harekete geçiren etken.
Mandal : Kapı vb. şeyleri kapalı tutmaya yarayan, döner tahta veya metal parça. Ut, kanun, keman vb. çalgıların tellerini geren düğme. Evlek. İpe serilen çamaşırı tutturmak için kullanılan yaylı kıskaç.
Kibrit : Bir ucu sürtünme sonucu yanabilecek birleşimde olan küçük tahta veya karton parçası. Kükürt. İçinde bu parçaları bulunduran küçük kutu.
Yapmak : Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek. Yol almak. Davranmak, hareket etmek. Üretmek. Bir durum yaratmak. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek. Salgılamak, çıkarmak. Edinmek, sahip olmak. Olmasına yol açmak. Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak. Olmak. Gerçekleştirmek. Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek. Onarmak, tamir etmek. Evlendirmek. Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek. Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek. Düzenli bir duruma getirmek. Dışkı çıkarmak.
Zeytin : Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 metre yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea). Bu ağaçtan yapılmış, bu ağaçla kaplanmış. Bu ağacın tazeyken yeşil, sonradan kararan, yüksek besin değeri taşıyan yağlı meyvesi.
Çıtçıt : Üzerinde dikili bulundukları şeyin iki kenarını üst üste getirerek birleştirmeye ve tutturmaya yarayan, iki parçadan yapılmış metal nesne, fermejüp, kopça. Mobilya kapaklarını, kapıları kilitleme ve sürgülemenin dışında kapalı tutmaya yarayan ve az bir kuvvetle açılıp kapanmasını sağlayan iki parçalı metal veya plastik araç. Kadınların saçlarını daha uzun göstermek için taktıkları ek şaç.
Çatlak : Çatlamış olan. Yer altındaki taş kütlelerinin basınç ve gerilim dolayısıyla yer değiştirmeden çatlayıp yarılması, diyaklaz. Değişimin başlangıcı. Deli. Deri, mukoza, kemik veya herhangi bir organ üzerinde uzunluğuna olan açıklık, yarık, fissür. Ara, aralık. Herhangi bir yerde uzunluğuna olan açıklık.
Ağlama : Ağlamak işi.
Karaka : En geride kalan, başarısız. En son, sonuncu. [Bakınız: kapak].
Tuzla : Kıyılarda, tava denilen havuzlara deniz veya göl suyu akıtıldıktan sonra kurutularak tuz çıkarılan yer, memleha. İstanbul iline bağlı ilçelerden biri. Davarlara kırda tuz verilen düz, taşlık ve kayalık yerler. Tuzlak.
Tabak : Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap. Sepici. Bu kabın alacağı miktarda olan.
Sakız : Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine. Sakız ağacı. Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet. Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir tür koyun.
Yeşil : Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk. Olmamış, ham (meyve). Kurumamış, taze (sebze), kuru karşıtı. Bu renkte olan.
Diğer dillerde Çıtkuşugiller anlamı nedir?
İngilizce'de Çıtkuşugiller ne demek ? : wrens


Bu kısımda Çıtlak nedir? Çıtlak ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Çıtlak tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Çıtlak hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.