Çatış nedir, Çatış ne demek

  • Çatma işi

Çatış ile ilgili Cümleler

  • Oradayken hiç çatışmaya girdin mi?
  • Polis, çatışmaları ayırmak için tazyikli su ve gaz kullandı.
  • Ayrılıkçı hareket ülke içinde çatışma yaratıyor.
  • Ali silahlı çatışmadan sağ salim kaçtı.
  • Neredeyse Japonya'da hiç silahlı çatışma yok.
  • Birinci Dünya Savaşı bölgesel bir çatışma olarak başlamış ve tarihin en kötü insanlık felaketlerinden biri olmuştur.
  • Çatışmada öldüler.
  • Hükümet çöktü ama sokak çatışmaları devam ediyor.

Çatış anlamı, kısaca tanımı:

Çatı : Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü. Barınılan, sığınılan yer. Hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu. Yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer. Bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı. Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü. Belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik. Özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: Sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi. İnsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu.

Çatışık : Çelişkili.

Çatışılma : Çatışılmak işi.

Çatışılmak : Çatışma işi yapılmak.

 

Çatışkı : Yasaların veya önermelerin kendi aralarında çelişikliği, antinomi.

Çatışma : Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi. Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma. Çatışmak işi. Silahlı büyük kavga, arbede.

Çatışmak : Birbirine çatmak veya çatılmak. Kavga etmek. Karşılıklı vuruşmak. Deve ve köpek çiftleşmek. Söz, iddia veya davranış birbirini tutmamak, birbirini çelmek, mütenakız olmak.

Çatıştırmak : Birbirine çattırmak, kavga ettirmek, birbirine düşürmek.

Benlik çatışması : Benliğin ön plana çıkması ile baş gösteren çatışma.

Rol çatışması : Toplumun statülere bağlı olarak beklediği veya buyurduğu iki veya daha fazla şey karşısında ferdin gösterdiği çelişik istekler, davranışlar.

Ünlü çatışması : Eklemelerde veya birleştirmelerde iki ünlünün yan yana gelmesi: Ne ise neyse, ne asıl nasıl vb.

Çatma : Bir tür döşemelik kumaş. Ahşap yapılarda ağaç iskeletin temel parçaları. Heykel yapımında çamuru ayakta tutan tel iskelet. Semerin ağaç kısmı. Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılmış olan yayla evi, Yörük çadırı. Çatmak işi. Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça.

Çatışabilme : Çatışabilmek işi.

Çatışabilmek : Çatışma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Çatışan çıkar : [Bakınız: çıkar çatışması]

Çatışdırmah : Köpekleri çiftleştirmek.

Çatışıklık : Çatışık olma durumu.

Çatışkan : Kötü kadın.

 

Çatışkınlık : Bireylerin tutum ve davranışları arasında bağdaşmaz görüş ve çıkarlardan kaynaklanan uzlaşmaz karşıtlık.

Çatışmacı : Çatışma çıkaran kimse. İlgili cümle: "“Sesi anlamlı, söyledikleri içtendi; bir iki yıl öncesinin sert, çatışmacı sesi değildi.”" B. Günel.

Çatışmacılık : Çatışmacının işi.

Çatışmağ : Köpekler çiftleşmek.