Önsemek nedir, Önsemek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Göreceği gelmek, özlemek, istemek.

Önsemek anlamı, kısaca tanımı

Önse : Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, av bekleme yeri

Önsem : Görünüşe göre, anlaşılan, sanırım ki : Önsem bu iş olmaz. Oysa.

Özlemek : Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek.

İstemek : İstek duymak, arzulamak. Görmek istediğini bildirmek. Evlenmek dileğinde bulunmak. Bir şeyin kendisine verilmesini veya yapılmasını söylemek, dilemek. Gerek olmak.

İsteme : İstemek işi.

Özleme : Özlemek işi, iştiyak.

Görece : Bir şeye göre olan, varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin olmayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen, bağıl.

Gelmek : Ulaşmak, varmak. Kazanılmak, sağlanılmak. Akmak. Herhangi bir sırada bulunmak. Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. Dayanmak, tahammül etmek. İsabet etmek. Ortaya çıkmak, doğmak. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Kadar olmak. İzlemek, takip etmek. Katılmak, eklenmek. Oturmaya, ziyarete gitmek. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Mal olmak. Belli bir süre dolmak. Biriyle birlikte gitmek. Uymak. Getirmek. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Başlamak, ortaya çıkmak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Türemek. Belli bir zamana ulaşmak. Görünmek, sanılmak. Düşmek, rast gelmek. Çıkmak, yönelmek. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Uygun düşmek. Kendine yapılmış olan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Olmak, -e uğramak. Sonuç çıkmak.

 

Özlem : Bir kimseyi veya bir şeyi görme, kavuşma isteği, hasret, tahassür.

İstem : Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu. İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi. Tüketicinin piyasadan mal çekmesi.

Gelme : Gelmek işi. Gelmiş olan. Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Yetişme.

Göre : Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince. Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, bakarak, nazaran.

Diğer dillerde Önsel usavurma anlamı nedir?

İngilizce'de Önsel usavurma ne demek ? : a priori reasoning