In season türkçesi In season nedir

  • En iyi zamanı.
  • Zamanlı.
  • Vaktinde.
  • Tam mevsimi.
  • Kullanılabilir.
  • Mevsiminde.
  • Çiftleşme döneminde.
  • Olgun.
  • Bulunur.
  • Uygun zamanda.
  • Olmuş.
  • Zamanında.
  • Hazır.
  • Tam zamanında.
  • Doğru zamanda.

In season ile ilgili cümleler

English: Strawberries are in season now.
Turkish: Şimdi çilek sezonudur.

English: Mushrooms are in season now, so they are cheap.
Turkish: Şimdi mantar mevsimi, bu yüzden ucuz.

English: Oysters are in season now.
Turkish: Şu an istiridye mevsimi.

English: Matsutake mushrooms are in season now so they are cheap.
Turkish: Şimdi Matsutake mantarlarının mevsimi bu yüzden onlar ucuz.

English: Strawberries are in season at the moment.
Turkish: Şimdi çilek mevsimi.

In season ingilizcede ne demek, In season nerede nasıl kullanılır?

In : Mevsimi gelmiş. Dahili. İçinde. De. Çok moda olan. İçeriye. Olarak. İktidardaki. Halinde. Tutulan.

Season : Mevsim. Güneş'in yıllık devinmesinde eşlek ile dönenceler (yaz ve kış dönenceleri) arasında geçirdiği zaman aralıklarının her biri . bir yılda dört mevsim vardır: ilkbahar, yaz, sonbahar, kış.

In season and out of season : Olur olmadık. Daimi. Uygun veya uygunsuz. Ne zaman olursa olsun. Devamlı. Her zaman. Sabah akşam. İyi ve kötü zamanda. Yerli yersiz. Yaz kış.

A word in season : Yerinde söz.

 

Be in season : Zamanı olmak.

In a bad condition : Kötü durumda.

In a bad fix : Zor bir durumda. Sıkıntıda. Zor bir halde. Zor durumda.

İngilizce In season Türkçe anlamı, In season eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak In season ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

In the nick of time : Son dakikada. Tam vaktinde. Sıcağı sıcağına (tam zamanında). Saniyesi saniyesine. Sıcağı sıcağına. Son anda. Ucu ucuna.

In due time : Vakti gelince. Vaktinde veya zamanında. Zamanı dolunca. Dakik. Sırası gelince. Zamanı gelince.

Handiest : Hünerli. Kullanışlı. Yararlı. Kolay kullanımlı. Mahir. Elinden her iş gelen. El altında. Eli işe yatkın. Pratik.

In good season : Yeterince erken. Yeterince yakın.

Timely : Zamanına uygun. Tam vaktinde. Zamanında olan. Yerinde. Uygun. Oturaklı. Güncel. Denk. Vakitli.

On time : Vakitli. Çalışma zamanı. Tam vaktinde. Dakikası dakikasına.

Available : Meşgul değil. Eldeki. Geçerli. Elverişli. Müsait. Yararlanılır. Var. Elde.

Maturer : Tekemmül etmek. Olgunlaştırmak. Tekamül etmek. Dinlendirmek (şarap). Kemale ermiş. Vadesi gelmiş. Pişmek. Ergin. Erginleşmek. Erişmek.

In season synonyms : happened, at the proper time, cut and dried, disposable income, promptly, at point, riper, useable, at one time, on the dot, utilizable, grown up, jit, practicable, when the time comes, procurable, fledged, mellow, duly, handier, grown, availability, matured, availabilities, nick of time, fitly, full grown, handy, employable, gamest, at the right time, usable, mellower.