Şaşırmak nedir, Şaşırmak ne demek

  • Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, içinden çıkamamak.
  • Herhangi bir durum karşısında şaşkınlık duymak, hayret etmek
  • Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek.

"Şaşırmak" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Hastasını muayene ederken başında bulundular mı, hele söz söylediler mi eli ayağı dolaşır, ya kalbi bulamaz ya nabzı şaşırır." - A. İlhan
  • "Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı." - M. Yesari

Yerel Türkçe anlamı:

Şaşırmak. || şaşurmak

Diğer sözlük anlamları:

Şaşırtmak.

Şaşırmak anlamı, kısaca tanımı:

Şaşırıp kalmak : Çok şaşırmak, büyük bir şaşkınlığa düşmek.

Şaşırma : Şaşırmak işi.

Aklını şaşırmak : Yerinde olmayan bir iş yapmak, yersiz düşünmek.

Endazeyi şaşırmak : Ne yapacağına bir türlü karar verememek, telaşlanmak.

Feleğini şaşırmak : Ummadığı bir durumda kalmak, şaşkınlık içine düşmek.

Hangi peygambere kulluk edeceğini şaşırmak : Kimin sözünü yerine getireceğini bilemeyerek şaşkınlık içinde kalmak.

Pusulayı şaşırmak : Güç bir duruma düşerek ne yapacağını bilememek. doğru tutum ve davranıştan ayrılmak.

Yolu şaşırmak : Yanlış yola sapmak.

 

Yapmak : Üretmek. Davranmak, hareket etmek. Olmasına yol açmak. Olmak. Gerçekleştirmek. Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek. Edinmek, sahip olmak. Bir durum yaratmak. Yol almak. Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek. Evlendirmek. Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek. Düzenli bir duruma getirmek. Dışkı çıkarmak. Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak. Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek. Onarmak, tamir etmek. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek. Salgılamak, çıkarmak.

Gerek : Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım. İcap.

Bileme : Bilemek işi.

Gerçek : Doğruluk. Yalan olmayan. Gerçeklik. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Temel, başlıca, asıl. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Yapay olmayan.

Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.

Gelme : Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Gelmiş olan. Yetişme. Gelmek işi.

Şaşkınlık : Şaşkın olma durumu. Şaşkınca davranış.

 

Şaşırmak ile ilgili Cümleler

  • Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
  • Şaşırmaktan hoşlanmıyorum.
  • Habere şaşırmaktan kendilerini alamadılar.

Diğer dillerde Şaşırmak anlamı nedir?

İngilizce'de Şaşırmak ne demek? : v. be surprised, be amazed, be at a loss, be mixed up, be confused, be puzzled, puzzle, be baffled, blink at, be scandalize at

Fransızca'da Şaşırmak : être étonné, s'embarrasser, perdre son maintien, s'embrouiller, s'émerveiller, se troubler

Almanca'da Şaşırmak : v. erstaunen, verblüffen

Rusça'da Şaşırmak : v. теряться, терять, запутываться, сбиваться, ошибаться, потеряться, потерять, затерять, запутаться, сбиться, ошибиться