Appeal to türkçesi Appeal to nedir

  • -e çağrıda bulunmak.
  • Başvurmak.
  • Yardımına başvurmak.
  • Destek aramak.
  • -e çekici gelmek.
  • Hoş görünmek.
  • -e başvurmak.
  • Hitap etmek.
  • Medet ummak.
  • Hitap etmek (bir eğilime veya duyguya).
  • Yardım veya bilgi talep etmek.

Appeal to ile ilgili cümleler

English: Foreign rice is hard and tasteless, and doesn't appeal to the Japanese palate.
Turkish: Yabancı pirinç sert ve tatsızdır ve de Japon damak tadına hitap etmez.

English: A prayer is one way to appeal to a deity.
Turkish: Dua bir tanrıya ulaşmanın tek yoludur.

English: Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much.
Turkish: Senin ve benim aramda, Tom'un fikri pek ilgimi çekmiyor.

English: Do these paintings appeal to you?
Turkish: Bu resimler seni cezbediyor mu?

English: Between you and me, John's idea doesn't appeal to me very much.
Turkish: Aramızda kalsın, John'un fikri pek ilgimi çekmiyor.

Appeal to ingilizcede ne demek, Appeal to nerede nasıl kullanılır?

Appeal : Sıçramaya girerken atılım hareketi. Çekmek. Başvurmak. Yalvarmak. Başvuruda bulunmak. Cazip gelmek. Yardım ya da merhamet için yapılan rica. Atılım. Yüksek mahkemeye yapılan rica. Temyize gitmek.

To : Arasında. -e kadar. Ye. -mek -mak (mastar). -e göre. Ya. Kala. Göre. Karşı. İla.

Appeal to arbitration : Tahkime başvuru.

 

Appeal to reason : Mantığa başvurma. Aklını kullanma.

Appeal to the country : Seçime gitmek (ingiliz ingilizcesi). Halkın oyuna başvurmak.

Appeal to the public : Destek için halktan yardım istemek. Halka seslenmek. Halka hitap.

Appeal to the law : Yasaya başvurmak.

İngilizce Appeal to Türkçe anlamı, Appeal to eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Appeal to ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Resorted : Dinlenme yeri. -den yararlanma. Sık sık uğramak. Yoluna gitmek. Tatil yeri. Çareyi -de bulmak. Başvurma. Gitmek.

Caters : Sağlamak. Yiyecek tedarik etmek. Yemek sağlamak. İhtiyacını karşılamak. Yiyecek içecek sağlamak. Yemeklerin hazırlanmasını ve servisini üstüne almak. Temin etmek. Yiyecek ve içecek sağlamak.

Resort : Çareyi -de bulmak. Sık sık uğramak. Gitmek. Tatil yeri. Yoluna gitmek. Başvurma. -den yararlanma. Dinlenme yeri.

Address : Nutuk. (sorunların) üzerine gitmek. Adres. Nutuk çekmek. Söz yöneltmek. Göndermek. Adres yazmak. Birincil ya da ikincil bellekte, bir verinin bulunduğu yeri ve bu yere nasıl erişilebileceğini tanımlayan veri. genellikle, özdeş türden öğelerden oluşan bir küme içerisinde belli bir öğeyi seçme olanağı sağlayan veri. erişki sözcüğü de kullanılabilir.

Bespeaks : İstemek. Göstergesi olmak. Sipariş vermek. Tutmak. Bir şeye delalet etmek. Ismarlamak. Konuşmak. Rica etmek. Ayırtmak.

Apply to : Üstesinden gelmek. Bahsetmek. -i içermek. İçermek. -e hitap etmek. Müracaat etmek. Pratik veya özel kullanım için uygulamak (örneğin, bilgi, yasalar, düzenlemeler). -i ilgilendirmek. Uygulanacağı yer. Geçerli olmak.

 

Apply : Müracaat etmek. Uygulamaya koymak. Aygıtları kullanmak. Sürmek. Yaymak. Yaklaştırmak. Çaba göstermek. Uygun olmak. İlgisi olmak.

Consult : Düşünmek. Danışmak. Müracaat etmek. Danışmanlık etmek. Sormak. Dikkate almak. Görüş alışverişinde bulunmak. Akıl danışmak. Görüşmek.

Approaches : Yaklaşımlar. Benzemek. Görüşmek. Koyulmak. Girişler. Ele almak. Varmak. Yaklaşmak. Temasta bulunmak.

Cater : Yiyecek ve içecek sağlamak. Yiyecek tedarik etmek. Yemek sağlamak. Temin etmek. Sağlamak. Yiyecek içecek sağlamak. İhtiyacını karşılamak. Yemeklerin hazırlanmasını ve servisini üstüne almak.

Appeal to synonyms : bespoken, whistle up, call upon, applied for, approached, call on, appeal, talk to, catered, bespeak, applies, appeals, approach, apply for, calling on, appealed, bespeaking.