Ayırt etmek nedir, Ayırt etmek ne demek

  • Birkaç şeyi birbirinden ayıran niteliği anlamak, tefrik etmek, temyiz etmek

Ayırt etmek ile ilgili Cümleler

    Ayırt etme ile ilgili Cümleler

    • İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
    • Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
    • “Böylece şiiri anlamak için evvel onu ayırt etmesini bilmelidir.”
    • Jackson'ın ikizlerini ayırt etmek imkansız.
    • Bir orijinali sahteden ayırt etmek zordur.
    • Kimseyi ayırt etmeden yaşadım bu zamandan sonra da böyle olacak.
    • Doğru ve yanlışı ayırt etmelisin.
    • Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
    • Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
    • Bazen doğruyu yanlıştan ayırt etmek zordur.
    • Birinin karatavuğu kargalardan yada hatta küçük kargalardan ayırt etmesi için bir kuş bilimci olması gerekmiyor.
  • Bir orijinali sahteden ayırt etmek zordur.
  • Jackson'ın ikizlerini ayırt etmek imkansız.
  • Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
  • İkizler o kadar benziyorlardı ki birbirinden ayırt etmek zordu.
  • Bazen doğruyu yanlıştan ayırt etmek zordur.
  • Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
  • Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
  • İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
  • İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.

Ayırt etmek tanımı, anlamı

Ayırt : Fark. Süzgeç, kevgir. Yol ya da su yollarının birleştiği yer, ayrım. [Bakınız: ayırdım]. Kıyı, çizgi, sınır: Yolun ayırdında beni bekle. Hastayı iyileştireceği ya da öldüreceği inancıyla yedirilen yiyecekler

 

Ayırt etme : Ayırt etmek işi.

Etme : Etmek işi.

Etmek : Bir işi yapmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Demek, söylemek. Eşit değer kazanmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Küçük ya da büyük abdestini yapmak. Bulmak, erişmek. Herhangi bir değerde olmak. Kötülükte bulunmak.

Birbiri : Karşılıklı olarak bir diğeri.

Anlamak : Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak. Sorup öğrenmek. Yarar sağlamak. Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek. Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek. Bir şey hakkında bilgisi bulunmak. Doğru ve yerinde bulmak.

Temyiz : Ayırt etme. Mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol.

Birbir : Yabancı olmayan, akraba, yakın. Akraba, yakın.

Birkaç : Çok olmayan, az sayıda, az.

Ayıran : Işığı yalın ögelerine ayırma özelliği olan.

Anlama : Anlamak işi, anlamaklık, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf. Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme.

Tefrik : Ayırma, ayırt etme.

Anlam : Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör. Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey.

Nitel : Nitelik bakımından, nitelikle ilgili, kalitatif.

Nite : Nasıl, niçin.

Diğer dillerde Ayırt edici özellik anlamı nedir?

İngilizce'de Ayırt edici özellik ne demek ? : distinctive feature