Bağlaşıklık nedir, Bağlaşıklık ne demek

  • Bağlaşık olma durumu

Bilimsel terim anlamı:

Aralıklı ölçeğin özelliklerinden biri olan ve aşağıdaki önkanıtın uygulanmasına olanak veren kural: "a, b ve c gerçek sayılarsa, (a+b) + c =a + (b+c) ve (ab)c = a (bc)'dir."

İngilizce'de Bağlaşıklık ne demek? Bağlaşıklık ingilizcesi nedir?:

rule of association

Bağlaşıklık hakkında bilgiler

Bağlaşıklık; bir cümledeki dilbilgisel unsurların tam, doğru ve birbirleri ile uyumlu şekilde kullanılması. Bu unsurlara örnek olarak cümlenin öğeleri, ekler, yardımcı fiiller, ek-fiiller vs. verilebilir. Bağlaşıklık bir dil bağıntısıdır.

Türkçede bir cümlenin bağlaşıklık bakımından hatasız olması için, çekim eklerinin yapım eklerinden sonra gelmesi, sıfatların isimlerden önce gelmesi gibi dilbilgisi kurallarına uyulması gerekir. Bağlaşıklık, dildeki unsurların birbirine belli kurallar çerçevesinde bağlanmasıdır.

Bağlaşıklık konusu daha çok "anlatım bozukluğu" kapsamında, bağdaşıklık kavramı ile karşılaştırmalı olarak ele alınır. Bağlaşıklık, bir cümlenin yapısal olarak doğru olmasını ifade ederken; bağdaşıklık, anlam bütünlüğü ve mantıksal bağlamda doğru olması demektir. Bir cümlede bağlaşıklık veya bağdaşıklık yönünden hatalar olması, anlatım bozukluğuna neden olur.

 

Bağlaşıklık tanımı, anlamı:

Bağlaşık : Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik. Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim).

Durum : Duruş biçimi, konum, tavır. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.

Cümle : Herkes. Dizge, sistem. Bir yargı bildirmek için tek başına çekimli bir fiil veya çekimli bir fiille kullanılan kelimeler dizisi, tümce. Bütün, hep.

Unsur : Öge.

Uyumlu : Uyumu olan, ahenkli, mevzun, imtizaçlı.

Şekil : Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz. Biçim. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi. Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim. Biçim. Anlatım biçimi.

Kullanılma : Kullanılmak işi.

Örnek : Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılmış olan davranış, misal. İncelemek veya denemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune. Bir şeyin benzeri, tıpkısı, kopyası, misil. Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model. Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma. En iyi biçimde olan.

Olma : Olmak işi.