Become a judge türkçesi Become a judge nedir

  • Hakim olmak.

Become a judge ingilizcede ne demek, Become a judge nerede nasıl kullanılır?

Become : (isim veya sıfat+) -leşmek veya -laşmak. Halini almak. Yakışmak. Güzel durmak. Kesilmek. Laşmak. Yaraşmak. Uymak yakışmak. Leşmek. Çok yakışmak.

A : Miktar belirtir. Bir. Herhangi bir. İngiliz alfabesinin birinci harfi. Pek iyi. Atom ağırlığı. En iyi kaliteyi simgeleyen harf. La (müzik terimi). (herhangi) bir. Belirli bir tür veya nitelikteki.

Judge : Kılıçoyunu yarışmalarında, başyargıcıya yardımcı olan dört yargıcıdan her biri. Tahmin etmek. Yargıç. Hüküm vermek. Atma ile atlamalarda denemelerin geçersizliğini saptayan, geçerli denemelerin ölçümünü yaparak çizelgesine geçiren yargıcı. Kanısında olmak. Atletizm, hukuk, eskrim alanlarında kullanılır. Hakemlik etmek. Yarış yargıcısı. Karara varmak.

Become a byword : Çok konuşulmak. Dillere destan olmak.

Become a cabbage : Ot gibi olmak. Bunamak.

Become a proverb : Vecize olmak. Atasözü olmak. Atasözü haline gelmek. Özdeyiş olmak.

Become a member : Üye oldu. Bir grubun katılımcısı oldu.

Become a worry to somebody : Dert olmak.

Become absolute : Kesinleşmek.

Become a jew : Yahudilik dinine girmek. Musevi olmak. Musevilik dinine girmek. Museviliğe geçmek. Yahudi olmak yahudiliğe geçmek.

 

İngilizce Become a judge Türkçe anlamı, Become a judge eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Become a judge ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Command : Yönetim. Komut. Kumanda etmek. Cimnastikte, alıştırmaları yaptırmak için verilen kısa emirler. Layık olmak. Yetki. Hakimiyet. Bilgisayar, jimnastik alanlarında kullanılır. Hak etmek. Komuta etmek.

Pervade : Yayılmak (koku). İstila etmek. Doldurmak. Yayılmak. Yaygınlaşmak. Her tarafına yayılmak. Sinmek. (düşünce vb) yayılmak. Kaplamak.

Curb : Kontrol. Zaptetmek. Frenlemek. Kaldırım kenarı. Zaptetme. Engellemek. Uzak tutmak. Kıyı süsü. Gem vurmak.

Have a command of : Kıvırmak. -e hakim olmak. İyi bilmek.

Commands : Telkin etmek. Yönetmek. Emretmek. Kontrol etmek. Hükmetmek. Komuta etmek. Emir vermek. Buyurmak. Hüküm sürmek.

Mastering : Tam öğrenmek. Yenmek. Usta. Egemen olmak. Denetimi altına almak. Hükmetmek. Efendi. İyi bilmek. Üstesinden gelmek.

Masters : Yenmek. Öğrenmek.

Mastered : Usta. İyi bilmek. Denetimi altına almak. Üstesinden gelmek. Hükmetmek. Efendi. Öğrenmek. Yenmek. Tam öğrenmek.

Control : Kamu ya da özel bir kuruluşa ilişkin bilgilerin önceden belirlenmiş ölçütlere uygunluğunun saptanması ve rapor edilmesi amacı ile bir uzman birimi tarafından kanıt toplama ve değerlendirme süreci. krş. iç denetim, dış denetim. Denet. İşletmek. Bir olaylar dizisini, bir süreci ya da bir aracı yöneltme ve düzenlemeyle ilgili işlevlerin tümü. sürmek, gütmek, yönetmek eylemleri artarak karmaşıklaşan, belirsizleşen birer işlevi adlandırır. denetim kavramında, doğruluğunu sınamak, sağlamak işlevi ağır basar. Dışarıya gidip gelen taşıtları gümrükçe denetleme işi. Kukla çatalı. Bilgisayar, bilişim, fizik, kimya, gümrük, iktisat alanlarında kullanılır. Değişkenlerin belli değerler arasında kalmasını sağlama işlemi. Kontrol.

 

Pervaded : Sinmek. (düşünce vb) yayılmak. Her tarafa yayılmak. Yaygınlaşmak. Yayılmak. Sarmak. Doldurmak. Kaplamak. Her tarafına yayılmak.

Become a judge synonyms : bring under control, dominated, commanded, dominate, dominates.