Biassing türkçesi Biassing nedir

  • Önyargıyla hareket etmek.
  • Sapmak.
  • Önyargılı kılmak.
  • Önyargı.
  • Fikrini etkilemek.
  • Önyargılı davranmasına neden olmak.
  • Bir tarafa etki etmek.
  • Fikrini yönlendirmek.
  • Aleyhte etkilemek.
  • Aklını çelmek.
  • Etki altında bırakmak.

Biassing ingilizcede ne demek, Biassing nerede nasıl kullanılır?

Biassed : Önyargılı. Peşin hükümlü. Etki altında kalmış. Taraflı.

Biassedly : Önyargılı bir şekilde. Taraflı bir şekilde.

Biasses : Aleyhte etkilemek. Aklını çelmek. Önyargılı davranmasına neden olmak. Etki altında bırakmak.

Absolutely unbiassed estimator : Mutlak yansız tahminci.

Unbiassed : Taraf tutmayan. Tarafsız.

Bias towards : -e doğru kaymak. Tarafsızlığını bozmak. -e önyargılı davranmak. Taraflı olmak.

Unbiassed critical region : Tarafsız kritik bölge.

Bias current : Ön akım. Polarlama akımı.

Bias minimal procedure : Enküçük yanlılık yordamı.

Bias voltage : Ön mıknatıslama voltajı. Denetim gerilimi. Polarlama gerilimi.

İngilizce Biassing Türkçe anlamı, Biassing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Biassing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Detoured : Sapak. Dolambaçlı yoldan gitmek. Tali yol. Detur. Saptırmak. Varyanttan gitmek. Sapma. Planlanmış veya niyetlenilmiş rotadan sapma. Servis yolundan vermek (trafik).

 

Deflect : Dönmek. Yönü değişmek. Sektirmek. Yönünü değiştirmek. Çıvdırmak. Çevirmek. Sekmek. Döndürmek. Saptırmak.

Allures : Aklını başından almak (argo terim). Çekmek. Albeni. Çekici. Baştan çıkarmak. Aklını başından almak. Ayartmak. Çekme. Büyülemek.

Deflecting : Saptırıcı. Caymak. Döndürmek. Saptırmak. Dönmek. Çevirmek.

Bears : Ayıgiller. Götürmek. Gütmek (kin). Katlanmak. Çekmek. Yönelmek. Değmek. Doğurmak. Taşımak.

Lateral : Yan parça. Lateral. Yan taraftan (yanal hareket gibi). Yana ait. Kol kanal. Bir hayvanın ya da bir parçasının bir eksene göre yan bölgesi. lateral. Yandan. Yanal. Yanlara ait, yanla ilgili, lateral, yan. .

Football play : Futbol oyunu.

Cozening : Kandırmak. Zorlamak. Aldatmak. Koparmak. Dolandırmak.

Dissuade : Caydırmak. Kandırmak. Vazgeçirmek. Fikrini çelmek. Cesaret kırmak. Çelmek. Vazgeçirtmek.

Cut : Kesmek. Kurguyu, kurgulamayı gerçekleştirmek. kurgu, kurgulama eylemi. İndirimli. Kesik. Kes. Kendisinde top bulunmayan bir oyuncunun, pas alacak gibi bir aldatma ile karşı çembere doğru hızla koşması. Yontmak. Sulandırmak. Çevirimin sona erdiğini, alıcının durdurulmasını bildirmek için yönetmenin, alıcı yönetmenine verdiği komut. Hadım etmek.

Biassing synonyms : passing play, passing game, forward pass, spot pass, prejudices, aerial, prejudgments, jaundice, beguile, bear, biasing, cozen, lost, deflects, prepossession, cozened, forejudge, bias, pass, biases, deviate, prejudice, beguiles, forejudgment, forejudgement, detouring, preconceptions, biasses, lateral pass, bear off, detour, cozens, prejudgment.

Biassing zıt anlamlı kelimeler, Biassing kelime anlamı

Found : Temel yapmak. İnşa etmek. Temel atmak. Kalıba dökmek. Dayandırmak. Temelini atmak. Dökmek (demir). Yaptırmak. Tesis etmek. Kurmak.

Permanent : Değişmez. Sürekli. Sabit. Kalımlı. Devamlı. Permanant. Baki. Daimi. Temelli.