Bless türkçesi Bless nedir

Bless ile ilgili cümleler

English: God bless America.
Turkish: Tanrı Amerika'yı korusun.

English: "God bless you." "I'm an atheist."
Turkish: "Tanrı seni korusun." "Ben ateistim."

English: God bless Tatoeba!
Turkish: Tanrı Tatoeba'yı korusun.

English: God bless you!
Turkish: Allah senden razı olsun!

English: God bless Germans!
Turkish: Tanrı Almanları kutsasın!

Bless ingilizcede ne demek, Bless nerede nasıl kullanılır?

Bless you : Çok yaşa (hapşırınca söylenir). Mutluluklar. Çok yaşa. Aman yarabbi.

God bless you : Allah iyiliğini versin. Çok yaşa. Allah'a emanet ol. Tanrı seni kutsasın.

God bless : Allah'a emanet ol. Tanrı seni korusun ve yardım etsin. Allah senden razı olsun. Ayağına sağlık. Ayağınıza sağlık.

Blessed : Huzurlu. Kutsal. Mutlu. Bereketli. Mutluluk veren. Kutlu. Mübarek. Kutsanmış. Allah'ın.

Blessed be his soul : Huzur içinde yatsın. Tanrı kutsasın. Tanrı ruhunu kutsasın (geleneksel olarak bir cenaze töreninde veya ölmüş bir kişi ardından söylenir).

Blessedness : Mübareklik. Kutsanmışlık. Kutluluk. Kutsallık.

Blessed virgin : İsa peygamberin anası. Meryem ana. Bakire meryem. Kutsal meryem. Kutsal bakire.

Blessed event : Bebeğin dünyaya gelmesi. Bebeğin doğumu.

 

Blessers : Kutsayan kişiler.

Blesser : Kutsayan kişi.

İngilizce Bless Türkçe anlamı, Bless eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bless ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Motion : Belirli bir düzenin belirli bir güçle işletilmesine dayanan araçlarda, bu düzenin devinime geçmesi. İşaret etmek. Güdü. Toplumdaki nesne ve olayların temel özelliğini, varlık biçimini belirleyen toplumsal süreçlerin tümü. Yer değiştirme. Kımıltı. Hareket. Fizik, kimya, sinema, televizyon, sosyoloji alanlarında kullanılır. Her türlü değişimi gösteren özdeğin bir varlık biçimi. ötelenme, dönme, titreşim gibi konum değiştirme. İşleme.

Invokes : Yalvarmak. Talep etmek. Yardım istemek. Başlatmak. Hatırlatmak. Yakarmak. (tanrıya) yakarmak. Başvurmak. Çağırmak.

Invoked : Yardım istemek. (tanrıya) yakarmak. Başlatmak. Hatırlatmak. Başvurmak. Yalvarmak. Talep etmek. Davet etmek. Çağırmak.

Beatifying : Çok sevindirmek. Aziz ilan etmek. Aziz ilan etmek (ölmüş). Şad etmek.

Sign : İmza altına almak. Sözleşmeyle işe almak. Artı, eksi, kökiki (karekök) +,-,(...), gibi işlemleri belirleyen biçimsel yazım. Burç. Yazarken zamandan kazanmak amacıyla bir ya da birkaç sözcüğü özümlemek üzere kullanılan kısa işaret. (bunlar çoğunlukla asıl sözcüğün ilk harfleri ile yapılır.). Simge. İmzalamak. Tecimevi, iş yerlerinin kapılarına asılan ve yapılan iş çeşidi ile bu işe ilişkin özel ve tüzel kişi iyeliğini kapsayan göstergeç. İşaretlemek. İfade.

Praises : Methetmek. Övmek.

Call forth : Meydan vermek. Çıkarmak. Ortaya çıkarmak. Kullanmak. Gün ışığına çıkarmak. Neden olmak. Sarfetmek. Yol açmak.

 

Gesture : Bir oyuncunun sahnede yüz ya da gövde hareketleriyle bir anlatıma yönelmesi. El kol hareketi. El veya kol veya baş hareketi. Aristoteles'e göre, tragedyanın altı özelliğinden biri olan davranı'da yazarın tragedya kahramanında dört şey araması gerekir: a. kahramanın davranışı iyi olmalı . b. kahramanın davranışı doğru olmalı c. kahramanın davranışı gerektiği gibi olmalı. d. kahramanın davranışında bir bütünlük (birlik) olmalı. sahnede bir oyuncunun yüz ya da gövde hareketleriyle bir anlatıma gitmesi. Oyunculukta iç yaşamı belirginleştiren baş, el, kol hareketleri. bk. davranı. İşmar. Jest yapmak. Çalım. Hareket. İşaret etmek.

Beatifies : Çok sevindirmek. Şad etmek. Aziz ilan etmek. Aziz ilan etmek (ölmüş).

Bless synonyms : inunct, hallows, canonized, hallow, invoke, canonizes, anoint, hallowing, canonize, gesticulate, prays, render thanks, bring up, conjure, sanctify, thank god, give thanks to, pray, oil, return thanks, thanked, anele, consecrate, praise, call down, consecrated, embrocate, arouse, beatify, conjure up, be grateful for, blest, venerates.

Bless zıt anlamlı kelimeler, Bless kelime anlamı

Curse : Beddua etmek. İntizar etmek. Beddua. İlenç. Lanet. Küfür etmek. Kargış etmek. Lanet okumak. İlenmek. Lanet etmek.

Desecrate : Kutsal saymamak. Kirletmek. Kutsallığını bozmak. Mukaddesliğini bozmak. Saygısızlık etmek (kutsal bir şeye). Hakaret etmek. Tecavüz.

Bless ingilizce tanımı, definition of Bless

Bless kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To make or pronounce holy. To consecrate.