Boat türkçesi Boat nedir
- Vapur.
- Kayıkla taşımak.
- Kayıkla gezmek.
- Boyu 8-10 m, yük taşıma kapasitesi 5-6 ton olan, arkası düz, ortasında küçük bir ambarı bulunan balıkçılıkta ve yük taşımada kullanılan karadeniz bölgesine özgü bir tür kıyı teknesi.
- Bot.
- Sandalla gezmek.
- Tekne (gemi veya vapur veya sandal veya yat gibi).
- Çırnık.
- Taka.
- Gemi.
- Sandal.
- Küçük boyda tek ve yekpare direkli, üçgen biçiminde üç yelkeni bulunan ve 200 tona kadar kapasiteli yelkenli gemi.
- Çeşitli boy ve biçimlerde, kürek, yelken veya motorla hareket eden balık avlamak için veya belirli ağılıkta yük taşımak için kullanılan güvertesin küçük tekne.
- Kayık.
- Tekne.
Boat ile ilgili cümleler
English: A boat capsized.
Turkish: Bir tekne alabora oldu.
English: A new team was formed in order to take part in the boat race.
Turkish: Tekne yarışına katılmak için yeni bir ekip kuruldu.
English: A trip by boat takes longer than by car.
Turkish: Tekneyle bir yolculuk arabayla yolculuktan daha uzun sürer.
English: After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.
Turkish: Rüzgar durduktan sonra, tekneyle açık denize yelken açalım.
English: Ali and Mary took the boat out of the water.
Turkish: Ali ve Mary tekneyi sudan çıkardılar.
Boat ingilizcede ne demek, Boat nerede nasıl kullanılır?
Boat anchor : Filika demiri.
Boat building : Tekne inşası.
Boat deck : Filika. Rüşvet güverte. Filika güvertesi. Kontra güvertesi.
Boat form : Kayık biçimi. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Dolamlı bin özdeciğin, iki ucu da yukarı doğru kıvrık biçimine verilen ad.
Boat hook : Filika kancası. Çengelli uzun sırık. Kayık kancası.
Boat trip : Tekne turu. Yat gezisi. Tekne gezisi.
Boat shed : Kayıkhane.
Boat train : Tren. Vapur bağlantılı tren. Gemi treni.
Boat truck : Dekor parçalarının ve eşyalarının sahneye taşındığı, sahneden götürüldüğü araç. Dekor taşıtı. Oyun dekorlarını ya da eşyalarını taşıyan taşıt, mekanizma.
Boat people : Tekne ile gelen kişiler. 1975'te vietnam savaşı sonrasında çinhindi bölgesini (kamboçya laos malezya myanmar singapur tayland ve vietnam'ı kapsayan bölgeyi) küçük botlarla deniz yoluyla kaçarak terk etmiş olan çinhintli mülteciler. Tekne ile gelenler. Çinliler 1979 yılında vietnam'ı istila ettikten sonra vietnam'ı küçük botlarla deniz yoluyla terk etmiş olan çinli insanlar. Ülkelerinden deniz yoluyla kaçan mülteciler. Kayıklı insanlar.
İngilizce Boat Türkçe anlamı, Boat eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Boat ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Cockboat : Küçük sandal. Küçük bir bot veya tekne özellikle büyük gemilerin işlerini yapan tekne.
Bottoms : Dayanma gücü. Alt. Temel. Popo. Dip tortu. Kabın dibinde toplanan sıvı. Dip. Alt kenarlar. Kıç (argo terim).
Gunboat : Savaş gemisi (küçük). Silahlı küçük tekne. Gambot.
Vessel : İçinde kan ve lenf gibi sıvıların dolaştığı ve gelişmiş duvarları bulunan kanallar. böceklerin kanatlarında bulunan trakea sisteminin ince uzantıları. 3.bitki yapraklarındaki iletim sisteminin uzantıları. Tonajı ve adı ne olursa olsun denizlerde ve iç sularda su ürünleri araştırmasında, istihsalinde, naklinde, işlenmesinde kullanılan kayık, sandal, yelkenli, şat, sal, mavna gibi vasıtalarla buharlı veya motorlu bilumum yüzer araçlar. Damar.
Bumboat : Satıcı kayığı. Bombot. Pazarcı kayığı. Erzak ve malzeme taşımak için limanlarda kullanılan küçük tekne.
Boating : Kürek çekme. Tekne gezintisi. Kayıkçılık. Botla dolaşma. Kayıkla gezinti. Kayıkla gezme. Kayıkla taşıma.
Synclines : İneç. Senklinal. Çökük katman.
Steam boat : İstimbot.
Tower : Dikey şasi. Sahne içinde, yanlarda, basamaklı, üzerine gereken aygıtlar konulabilen, yüksek çelik kule. Kale. Işıldak kulesi. Burç. Kule. Sığınak. Yükselmek. Hisar. Kale gibi yükselmek.
Steamering : Buharlı vapur. Buharlayıcı. Pistonlu buhar makinesi. Buhar. Bir tür kıymalı sandviç.
Boat synonyms : ship's boat, gravy boat, sea boat, boat whistle, canal boat, gravy holder, guard boat, police boat, river boat, mackinaw boat, keels, rowing boat, boot, rowboats, kayak, jalopy, boated, punt, watercraft, kayaks, row boat, cockle boat, narrow boat, motorboat, fireboat, flatboat, tug, ark, runabout, boarders, ferried, buskins, barge.
Boat zıt anlamlı kelimeler, Boat kelime anlamı
Walk : Yürümek. Dolaşmak. Üzerinde yürümek. Adımlamak. Yürüyüş. Yürüyerek gitmek. Yürüyüşe çıkarmak. Gezinmek. Yürüterek yormak. Adımla ölçmek.
Boat antonyms : surface ship.
Boat ingilizce tanımı, definition of Boat
Boat kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, to boat goods. To transport in a boat. A small open vessel, or water craft, usually moved by cars or paddles, but often by a sail. To go or row in a boat.
Bu kısımda Boat kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Boat ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Boat anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Boat ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.