Bodice türkçesi Bodice nedir

  • Korsa.

Bodice ingilizcede ne demek, Bodice nerede nasıl kullanılır?

Bodices : Kadın yeleği. Korsaj. Korse. Elbisenin üst kısmı. Beden. Korsa.

Bodian method : Bodian yöntemi. Kolloidal gümüş yardımıyla sinir ipliklerinin ve sinir hücrelerinin ortaya konmasında kullanılan histolojik boyama yöntemi.

Bodied : Yapılı. Vücutlu. Bedenli. Cüsseli.

Bodies : Hacim. Beden. Kuruluş. Kütle. Ceset. Karoser. Büyük kısım. Grup. Vücut. Gövde.

Bodiless : Tinsel. Bedensiz. Vücutsuz. Manevi.

Bodily injury : Bedeni sakatlık. Fiziksel yaralanma. Cismani zarar. Yaralama. Adam yaralama. Bedeni zarar. Fiziksel sakatlık. Bedensel yaralanma.

Bodingly : Uğursuzca.

Able bodied seaman : Usta gemici. Gemici. Tayfa.

Abacus bodies : Dişteki odontoblast hücrelerinde içleri muntazam dizilmiş kalsiyum granülleri ve kollagen öncülerini içeren golgi kesecikleri. Abacus cisimcikleri.

Bodily harm : Cismani zarar. Bedeni zarar. Adam yaralama. Fiziksel zarar. Yaralama. Yaralanma.

İngilizce Bodice Türkçe anlamı, Bodice eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bodice ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Top : -den iyisini yapmak. Birinci olmak. Üstünden geçmek. Alt etmek. (ağaç) tepesini kesmek. Aşmak. Geçmek. Üst. Baş.

Stomachers : Korsaj.

 

Stomacher : Korsaj.

Bodices : Beden. Korsaj. Korse. Elbisenin üst kısmı. Kadın yeleği.

Corsets : Korse. Korset.

Frock : İş elbisesi. Frak. Geniş elbise. Cüppe giydirmek. Redingot. Cübbe. Rop. Kadın giysisi. Dini göreve atamak. Elbise.

Plastron : Biyoloji, eskrim alanlarında kullanılır. Plastron. Kaplumbağaların ventral kemiksi kalkanı. araknidlerin sternumu. 3.bazı böceklerin yumurta kabuğundaki gözeneklerde, suda yaşayan böceklerin epikutikulası üzerindeki kıllar arasında kalan gaz tabakası. Delici kılıç oyuncularının ve kılıçoyunu öğretmenlerinin kullandıkları göğüs, karın ve koltuk altını koruyucu nitelikte iki ayrı çeşiti olan göğüslük. (delici kılıç için olanını yönetmelik gereğine uygun nitelikte ve yarışmalarda ceket altına takmak zorunludur. öğretmenler için olanı ise, içi pamuk, kıtık ya da süngerle beslenmiş ve ceket üstüne takılır.). Göğüslük.

Dress : Hizalanmak. Taş yontmak. Temizlemek (tavuk veya balık vb'ni). Giymek. Resmi giyinmek. Şekil vermek. Giyinmek. Giydirmek. Giysi. Giydirip kuşatmak.

Corset : Korset. Korse.

Corseting : Korset. Korse.

Bodice ingilizce tanımı, definition of Bodice

Bodice kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A corset. Stays. A kind of under waist stiffened with whalebone, etc., worn esp. by women.