Bring an action türkçesi Bring an action nedir

  • Aleyhine dava açmak.
  • Dava ikame etmek.
  • Dava açmak.
  • Birinin aleyhine dava açmak.

Bring an action ingilizcede ne demek, Bring an action nerede nasıl kullanılır?

Bring : Ayıltmak. Kazandırmak. Belirtmek. Sebebiyet vermek. Doğurmak. Razı etmek. Getirmek. Kandırmak. Vermek (ceza). İkna etmek.

An : (herhangi) bir. Sesli harf ile başlayan kelimelerin başında kullanılan belirsiz tanımlık. Bir. Bir (ünlülerden önce). Anabatik rüzgar.

Action : Hareket. Yapılan şey. Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası. Çarpışma. Çalışma şekli. Öykülü bir filmin, bir televizyon oyununun konusunu oluşturan olaylar dizisi. bu konuyu başlatan, geliştiren, sonuca ulaştıran olayların sıralanmasından oluşan durum. Muharebe. Askeri harekat. Devinim. Dava.

Bring an action against : Dava açmak.

Bring an accusation against : İthamda bulunmak.

Enter an action against someone : Bir kimseye karşı yasal bir suçlamada bulunmak. Birisine karşı dava açmak. Birisine karşı bir harekete girişmek.

Entertained an action : Bir suçlamayı kabul etmeye karar vermiş. Bir iddaaya dayanan suçu kanıtlanmış (hukuk terimi).

Dismiss an action : Bir davayı reddetmek.

Enter an action : Faaliyete girişmek. Dava açmak.

Carry out an action : Bir eylem yürütme.

 

İngilizce Bring an action Türkçe anlamı, Bring an action eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bring an action ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Litigating : Dava etmek. Mahkemeye başvurmak.

Commence : Yüksek lisans almak. Başlatmak. Start vermek. Açmak. Doktora derecesi almak. Başlamak. Start almak.

Claim : Hak talebinde bulunmak. Bir paranın ödenmesi, bir malın teslimi veya bir işin görülmesini karşı taraftan isteme hakkı. bilançonun aktifinde yer alan ve vadesi gelince kazanılacak para. İddia. Gerektirmek. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Israr etmek. Talep. Herhangi bir işlem sonucu doğan akçalı hak. Hak iddia etmek. Alacak.

Litigated : Mahkemeye başvurmak. Dava etmek.

Indicts : Suçlamak. İtham etmek. Mahkemeye vermek. İttiham etmek.

Charge with : İtham etmek. İle suçlamak. Görevlendirme, bir işi birisine yükleme, onu bu işi yapmakla zorunlu kılma. Görevlendirme. Bir işin veya görevin yürütülmesinden sorumlu olmak. İle itham etmek. Suçlamak. (bir şeyle) suçlamak.

Commenced : Doktora derecesi almak. Başlatmak. Yüksek lisans almak. Başlamak.

Call : Ziyaret etmek. Telefonda konuşmak. Adamla getirtme. Çağrı. Çağrıda bulunmak. Uyandırmak. Davet etmek. Seslenmek. Çağırmak.

Litigates : Mahkemeye başvurmak. Dava etmek.

Bring an action synonyms : bring an action against, claims, complains, bring a lawsuit, complain, litigate, claimed, complained, commences, enter an action, indicting, deraign, indict.