Bring up to date türkçesi Bring up to date nedir

  • Bilgilendirmek.
  • Son gelişmelerle ilgili bilgilendirmek.
  • Gündeme getirmek.
  • Yeni bilgi vermek.
  • Güncellemek.
  • Son gelişmeleri anlatmak.
  • Son gelişmeleri bildirmek.
  • Güncelleştirmek.

Bring up to date ingilizcede ne demek, Bring up to date nerede nasıl kullanılır?

Bring : Sebebiyet vermek. Getirmek. Vermek (ceza). Belirtmek. Neden olmak. Kandırmak. İkna etmek. Razı etmek. Ayıltmak. Doğurmak.

To : -e göre. Oranla. Ye. -e kadar. Kala. İla. E doğru. Ya. Karşı. Göre.

Date : İle flört etmek. Uzay, tarih alanlarında kullanılır. Zaman. İnsanların, üyesi bulundukları toplumu etkileyen eylemlerinden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan; bu olaylar arasındaki nedense! ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri araştırıp gösteren bilim. bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz: 29 ekim 1923, türkiye cumhuriyetinin kurulduğu tarihtir. 3-tarih kitabı: cevdet paşa'nın osmanlı tarihi; naima tarihi. Modası geçmek. Bayatlamak. Eski bir tarihten geliyor olmak. Randevu. İle çıkmak. Randevuya çıkmak.

Up to date : Güne uygun olarak. Günümüze uygun. Modern. Bugünkü. Çağdaş. Eksiksiz. Yenilenmiş. Modaya uygun. Zamane.

Up to dateness : Modernlik. Güncellik.

Brought up to date : Bilgilendirme. Bir durumun haber verilmesi. Güncelleme. Güncelleştirilmiş.

 

Keeping up to date : Modernleşmeye açık olmak. Haberlere dikkat etmek. Güncel kalmak. Değişime açık olmak.

Be up to date : En son gelişmelerden haberdar olmak. Gündemi takip etmek. En son teknolojiye sahip olmak. Son modaya uymak. En son değişiklikleri kapsamak.

İngilizce Bring up to date Türkçe anlamı, Bring up to date eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bring up to date ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Instructed : Öğretmek. Eğitimli. Emir vermek. Talimat vermek. Eğitim görmüş. Okutmak. Görevlendirmek.

Send word : Haber göndermek. Haber yollamak. Bir mesaj geçmek.

Update : En son teknolojiyle donatmak. En son değişiklikleri yansıtmak. Çağdaşlaştırmak. Son duruma getirmek. En son gelişmelerden haberdar etmek. Güncelleme. Modernize etmek. Modernleştirmek.

Updates : Modernize etmek. Modernleştirmek. Güncelleştirmeler.

Revived : Uyanmak (duygu). Dirilmek. Canlandırmak. Tasfiye etmek (metalurji terimi). Hayata döndürmek. Ayılmak. Yeniden canlandırmak. Yeniden sahnelemek. Tekrar yayınlamak.

Instruct : Bilgi vermek. Emir vermek. Yol göstermek. Öğretmek. Direktif vermek. Görevlendirmek. Haber vermek. Emretmek. Okutmak.

Briefed : Brifing yapmak. Avukat. Özetlemek. Dava özeti. Kısa ve öz. Kısa. Talimat veya bilgi vermek. Avukat tutmak. Talimat.

Revives : İhya etmek. Tazelemek. Dirilmek. Yeniden sahnelemek. Yeniden oluşturmak. Diriltmek. Uyandırmak (his). Hayata dönmek. Canlandırmak. Yeniden canlandırmak.

Instructing : Eğitici. Öğretmek. Öğretme. Okutmak. Talimat vermek. Eğitme. Öğretici. Emir vermek. Görevlendirmek.

Advise : Tavsiyede bulunmak. Fikir vermek. Haber vermek. Akıl vermek. Nasihat etmek. Öğütlemek. Salık vermek. Uyarmak. Danışmak.

Bring up to date synonyms : keep abreast of the times, reviving, acquaint with, revive, enlighten, catch up, clue up, updated, inform, instructs, brief, enlightens, advises.