Brisket türkçesi Brisket nedir

  • Göğüs.
  • Karkasta göğüsün yukarı ve ön kısmındaki kemikli et parçası.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • Döş.
  • Göğüs eti.

Brisket ingilizcede ne demek, Brisket nerede nasıl kullanılır?

Brisket disease : Yüksek rakım hastalığı. Göğüs duvarı şişkinliği. Yüksek dağ hastalığı. Göğüs hastalığı. Brisket hastalığı.

Briskets : Göğüs. Döş. Göğüs eti.

Brisked : Hareketlilik. İstenilen hızda hareket eden. Canlandırmak. Hareketlendirmek. Canlanmak. Sertçe esen (rüzgar). Çevik. Faal. Enerjik. Hareketli.

Brisker : Hareketli. Hareketlendirmek. Sert (hava). Canlı. Sertçe esen (rüzgar). Çevik. İstenilen hızda hareket eden. Canlandırmak. Canlanmak. Faal.

Briskest : Sert (hava). Hareketlilik. Canlı. İstenilen hızda hareket eden. Çevik. Canlanmak. Enerjik. Hareketlendirmek. Hareketli. Faal.

Briskly : Canlı olarak.

Brisbane : Queensland eyaletinin başkenti. Kaliforniya eyaletinde şehir. Avustralya'da bir şehir. Avustralya'nın queensland eyaletinde şehir.

Brisking : Sertçe esen (rüzgar). Canlandırmak. İstenilen hızda hareket eden. Hareketli. Faal. Canlanmak. Hareketlendirmek. Enerjik. Hareketlilik. Çevik.

Brisance : Parçalama gücü. Tahrip gücü. Kırıcılık. Brizan.

Brisant : Bir patlayıcının tahrip edici etkisi ile alakalı.

İngilizce Brisket Türkçe anlamı, Brisket eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Brisket ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Booby : Aptal. Şapşal. Salak. En kötü oyuncu. Sersem. Sümsük kuşu. Şavalak. Enayi. Alık.

A crochordon : Akrokordon. Köpeklerde küçük, kılsız, hiperplastik bir epidermisle damardan zengin kollajen dokudan ibaret, saplı veya sapsız, deri eklentileri içermeyen, deri sarkmalarıyla belirgin iyicil tümör, fibrovasküler papillom, yumuşak fibrom, pendilöz yumuşak fibrom.

Boobies : Göğüsler. En kötü oyuncu. Kırmızı ayaklı sümsük kuşu. Meme. Alık. Memeler. Leyleksiler (ciconiiformes) takımının, sümsükgiller (sulidae) familyasından, tüyleri is renginde, tropik denizlere yatan yaşayan bir tür. Aptal.

Breast chest : Gövdenin boyun ile karın arasındaki ön kısmı.

Abamectin : Abamektin. Streptomyces avermitilis adlı bakteriden fermentasyon sonucunda elde edilen ve sığırlarda sindirim kanalı yuvarlak solucanları, akciğer kurtları, bit ve kenelerle mücadelede kullanılan, parazitlerde gaba salınımını artırarak ölümlerine neden olan bir ilaç.

Boob : Gaf. Enayi. Çuvallamak. Dangalak. Ahmak. Gaf yapmak. Çok büyük hata yapmak. Aptalca hata. Aptalca hata yapmak.

Chest : Sine. Sandık. Bağır. Kutu.

Abdominal ovariectomy : Laparotomi yoluyla gerçekleştirilen kısırlaştırma. Abdominal ovaryektomi.

Abattoir : Hayvanların etleri için kesildikleri yerler, hlk. ekdi. Salhane. Kesimevi. Mezbaha.

A clay : Beyaz kil. Sindirim kanalındaki zehirleri ve vitaminleri yüzeyde tutarak emilimlerini önleyen ve bağırsak duvarını kaplayarak koruyucu bir tabaka oluşturan doğal alüminyum silikat bileşiği, kaolin.

 

Brisket synonyms : bosomed, chests, briskets, abdominal pain, a c deformity, cut of meat, abdomen, abaxial, a c syndrom, breast, mammo, abdominal fat necrosis, bosoms, abdominal distention, pectus, a dna, bosom, a amplitude mod, bosoming, a band, mammillary, cut, abdominal palpation.

Brisket ingilizce tanımı, definition of Brisket

Brisket kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : That part of the breast of an animal which extends from the fore legs back beneath the ribs. Also applied to the fore part of a horse, from the shoulders to the bottom of the chest.