Cızırdamak nedir, Cızırdamak ne demek

  • "Cızır" diye ses çıkarmak, cızıldamak.
  • Boğazındaki gıcıktan dolayı kesik ve ince ses çıkarmak, cızıldamak

Yerel Türkçe anlamı:

Ağlamaya başlamak.

Yağ kızarırken ses çıkarmak.

Cızırdamak kısaca anlamı, tanımı:

Cızırdama : Cızırdamak işi, cızıldama.

Çıkarmak : Fotoğraf çektirmek. Göstermek. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak. Hatırlamak. Yollamak, göndermek. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak. Söylemek. Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek. Gidermek. Boşaltmak. Yayımlamak. Bulmak, ortaya koymak. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek. Sunmak. Sonunu getirmek. Resim yapmak. İlgisini keserek uzaklaştırmak. Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek. Sağlamak, elde etmek. Yapmak, üretmek.

Cızıldamak : Cızırdamak.

Boğaz : Yedirip içirme yükümü, iaşe. Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm. Yeme içme. İki dağ arasında dar geçit. Yiyeceği içeceği sağlanan kimse. İki kara arasındaki dar deniz. Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak.

 

Gıcık : Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse). Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı. Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu sebeple alt kısmı yuvarlakça görünen, kaba, karışık yapağılı bir tür koyun.

Dolay : Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, civar.

Kesik : Kesilmiş olan yer. Tutkun, hayran. Kesilmiş olan. Kesilerek bozulmuş olan. Çiğ sütten yapılmış olan yağsız peynir, çökelek, ekşimik. Parası olmayan. Aralıklı. Kısa. Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür. Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek. Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu).

İnce : Hafif, gücü az. Tiz (ses), pes karşıtı. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı. Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Ayrıntılı. Zayıf. Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar).

Diye : Niteleyerek. Diyerek. Herhangi bir yargıya vararak.

Ses : Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün. Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki. Duygu ve düşünce. Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda oluşturduğu titreşim. Aralarında uyum bulunan titreşimler.

Diğer dillerde Cızırdamak anlamı nedir?

İngilizce'de Cızırdamak ne demek? : v. sizzle, splutter, scratch, spit, sputter

Fransızca'da Cızırdamak : grésiller

Almanca'da Cızırdamak : v. kratzen, zischen

Rusça'da Cızırdamak : v. шипеть