Cadenza türkçesi Cadenza nedir

Cadenza ile ilgili cümleler

English: Mistaking cadenza with decadence would be a great mistake.
Turkish: Kadenzi dekadenzle yapmak büyük hata olurdu.

Cadenza ingilizcede ne demek, Cadenza nerede nasıl kullanılır?

Cadenzas : Durgu. Kadenz.

Cadence : Ritim. Uyum. Ritm. Sesin alçalması. Ses dalgalanması. Tempo. Sesin yavaşlaması. Kadans. Durgu. Ahenk.

Cadence signal : Ritimli sinyal.

Cadenced : Ritmik. Ahenkli. Uyumlu.

Cadences : Ritim. Ritm. Sesin yavaşlaması. Ahenk. Sesin alçalması. Bisiklet pedalının bir dakikada attığı tur sayısı. Uyum. Ses dalgalanması. Kadans. Durgu.

Cade : Annesinin terkettiği elde büyütülmüş (yavru).

Decadency : Çökme. Ahlaksızlık. Ruhsal veya ahlaki nitelikler açısından yozlaşmış olma durumu. Çöküş.

Cadencies : Tonlama. Ölçülü veya kontrollü hareket. Ritim. Sesin alçalıp yükselmesi (konuşmada).

Decadents : Çökmekte olan sanatçı. Yozlaşmış. Batmış. İtibarını yitiren. Gözden düşen. Çürümüş. Çökmekte olan. Yıkılmış. Dekadan. Çökmüş.

Cadency : Ritim. Sesin alçalıp yükselmesi (konuşmada). Ölçülü veya kontrollü hareket. Tonlama.

İngilizce Cadenza Türkçe anlamı, Cadenza eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cadenza ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Caesurae : Durak. Duraklanacak yer. Müzik biterken armonik zincirlemeler bütünü.

Passage : Geçit. Alt kültür. Geçme. Bilet ücreti. Dehliz. Yolculuk (uçak, gemi). Hücrelerin belli bir yoğunlukta hücre içeren kültürlerde çoğalmalarını ve devamlılıklarını sağlamak amacıyla başka bir besi yerine aktarılması işlemi. bitki doku ya da aşısının birbirini takip eden bölünmelerinden sonra besi yerinin belirli aralıklarla değiştirilmesi. pasaj. Koridor (ingiliz ingilizcesi). Pasaj. Dar yol.

Standstill : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Durma. Duraklayan. Askıya alınan. Sekteye uğrayan. Bir film gösterilirken, kuşaktaki herhangi bir resmi alıcı penceresi önünde istenildiği kadar tutma. Kımıldamama. Duraklama. Paydos.

Interruption : Kesiklik. Kesinti. Kesilme. İnkıta. Ara. Durdurma. Yarıda kesme. Fasıla. Sekte.

Cadences : Sesin alçalması. Uyum. Ses dalgalanması. Sesin yavaşlaması. Ses uyumu. Bisiklet pedalının bir dakikada attığı tur sayısı. Kadans. Ritm. Ahenk. Ritim.

Pause : Duraklama. Durma. Duraklamak. Bir tümce ya da konuşma içindeki duruş, susuş. Durak. Yasal günlük çalışma süresi arasında işin gereğine göre işçiye verilen dinlenme payı. Bilgisayar, ekonomi, tiyatro alanlarında kullanılır. Duruklamak. Duraksamak. Duraklatmak.

Caesuras : Dize durağı. Durak. Duraklanacak yer. Müzik biterken armonik zincirlemeler bütünü.

Caesura : Duraklanacak yer. Müzik biterken armonik zincirlemeler bütünü. Dize durağı. Durak.

Stoppage : Peklik. Tıkanıklık. Alıkoyma. Durdurma. İnkıta. İşi durdurma. Kesinti (grev yüzünden meydana gelen). Kabız. Stopaj. Durma.

Cadenza synonyms : musical passage, cadenzas, cadence, stoppages.

Cadenza ingilizce tanımı, definition of Cadenza

Cadenza kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A parenthetic flourish or flight of ornament in the course of a piece, commonly just before the final cadence.