Came to the conclusion türkçesi Came to the conclusion nedir

Came to the conclusion ile ilgili cümleler

English: We came to the conclusion that we should help him.
Turkish: Ona yardım etmemiz gerektiği sonucuna vardık.

English: I came to the conclusion that I had been deceived.
Turkish: Ben aldatılmış olduğum sonucuna vardım.

English: We came to the conclusion that he should be fired.
Turkish: Onun kovulması gerektiği sonucuna vardık.

English: Ali came to the conclusion that no matter what he did, Mary wouldn't like it.
Turkish: Ali ne yaparsa yapsın, Mary'nin ondan hoşlanmayacağı sonucuna vardı.

Came to the conclusion ingilizcede ne demek, Came to the conclusion nerede nasıl kullanılır?

Came : Hamur. Cam parçalarını vitray pencere şeklinde biçimlendirerek birarada tutmak için kullanılan ince kurşun bant (ayrıca ribbon (pervaz, kurdela) diye adlandırılan). Kurşun pencere çerçevesi.

To : -e göre. Arasında. Göre. E. Oranla. E doğru. Ya. -mek -mak (mastar). İle. Karşı.

The : Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belgili tanımlık. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer).

Conclusion : Sonuç bölümü. Sonuç. Bitim. Karar. Hüküm. Kanı. Varılan sonuç. Yargı. Anlaşma.

 

Came to the same conclusion : Aynı kanaate ulaşma. Onunla aynı fikirde olma.

Came to his aid : Ona yardım etme. Onu kurtarma. Yardımına gelme.

Came to be known as : -'ın lakabı verilmiş olma. - olarak tanınıyor olma.

Came to an end : Tamamlanma. Sonuna gelme. Sonlanma. Bitirilme.

Came to an agreement : Tüm taraflar genel bir konsensüse ulaştı. Anlaşmaya varma. Tüm tarafların razı olması.

İngilizce Came to the conclusion Türkçe anlamı, Came to the conclusion eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Came to the conclusion ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Arrival at a decision : Karara varış. Tartışma veya soruda kakar kılma. Karar ulaşma. Sonucu belirleme.

Deciding : Son. Kritik. Belirleyici. Karar veren. Final. Karar veriyor. Kesin.

Date completed : Tamamlandığı tarih. Tamamlanma tarihi.

Adjudication : Hüküm verme. Hüküm. Sözlü teklif yöntemiyle gerçekleştirilen eksiltme. krş. kapalı eksiltme. Karar. Eksiltme. Mahkemenin hüküm vermesi. Münakaşa. Açık eksiltme.

Came to an end : Sonuna gelme. Sonlanma. Bitirilme.

Decision making : Karar birimlerinin belirlenmiş bir ya da daha fazla amaca ulaşmak için varolan çeşitli seçenekler arasında seçim yapmalarına yönelik davranış biçimi. Karar oluşturma süreci. Karar üreten. Karar alma.

Enacting : Oynama. Hükmetme. Rol ile canlandırma. Kanun koyma. Performans gösterme. Rol olarak canlandırma. Harekete geçirme. Kanunla düzenleme. Kanun koyan.

Dijudication : Hakim kararı. Karar. Yargı kararı.

Adjudications : Hüküm. Münakaşa. Eksiltme. Mahkemenin hüküm vermesi. Hüküm verme. Karar.

Came to the conclusion synonyms : passing judgement.