Concord türkçesi Concord nedir

  • İttifak.
  • Harmoni.
  • Hızlı ve lüks uçak.
  • Armoni.
  • Bağdaşma.
  • Anlaşma.
  • Barış.
  • Gramer alanında kullanılır.
  • Birlik.
  • Uyum.
  • Ahenk.
  • İmtizaç.
  • Dostluk.
  • Türkçede cümle içinde özneyle yüklemin şahıs ve sayı bakımından birbirine uyması: şükriye, gerçekleşeceğini kimsenin söyleyemeyeceği bir ümide mahkum edilmiş bulunuyordu (t. buğra, yalnızlar, s. 119). siz doğru dürüst konuşmasını bilmez misiniz hiç? (t. buğra, göst.e. s. 216). kolcular bildikleri halde yolunu beklemek şöyle dursun, rasgeldikleri yerde hatırını alırlar, gönlünü hoş ederlerdi (r. h. karay, memleket hikayeleri: küs ömer, s. 73) vb.
  • Uygunluk.

Concord ingilizcede ne demek, Concord nerede nasıl kullanılır?

Concord agreement : Cümlede özne ile yüklemin sayıca uyuşması: siz vak’aları bir saati söker gibi mütalaa ediyorsunuz… dedi (a. h. tanpınar, sahnenin dışındakiler, s. 143). ne ise, ben burada oturacağım, istersen sen bahçeye çık (ö. seyfettin, harem, s. 241). ben kendimi ve nilüfer'i bu adamın merhametinden kurtarmalıyım (p. safa, matmazel noraliyanın koltuğu, s. 83). dinle rüstem, biz seninle hac yoldaşıyız(…) beraber gittik, geldik (t. buğra, yağmur beklerken, s. 219). saray sultanları şehrin biraz dışındaki ferah-bağ'da gezinirlermiş (f. r. atay, gezerek gördüklerim, s. 158) vb. Özne yüklem uygunluğu.

 

Concord grape : Kırmızı üzüm.

Concordance : Bilişim, gramer, madencilik alanlarında kullanılır. Uyum. Bilişimsel dilbilimde, bir yapıtta ya da bir yazarın tüm yapıtlarında geçen sözcüklerin abece sırasında ve bağlamlarıyla birlikte, geçtikleri yeri de gösterir biçimde düzenlenmiş listesi, bk. bağlam içinde anahtar-sözcük dizini. Anlaşma. Dizin. Konkordans. Uyuşma. Türkçede cümle içinde özneyle yüklemin şahıs ve sayı bakımından birbirine uyması: şükriye, gerçekleşeceğini kimsenin söyleyemeyeceği bir ümide mahkum edilmiş bulunuyordu (t. buğra, yalnızlar, s. 119). siz doğru dürüst konuşmasını bilmez misiniz hiç? (t. buğra, göst.e. s. 216). kolcular bildikleri halde yolunu beklemek şöyle dursun, rasgeldikleri yerde hatırını alırlar, gönlünü hoş ederlerdi (r. h. karay, memleket hikayeleri: küs ömer, s. 73) vb. Ahenk. Tanıklı dizin.

Concordance program : Uygunlaştırma programı. Uyuşma programı.

Concordances : Uyuşma. Dizin. Uygunluk. Bağlamlı dizin. Ahenk. Konkordans. Tanıklı dizin. Uyum.

Concordantly : Bağdaşan bir şekilde. Bu bağlamda. Uygun bir biçimde. Uyumlu bir biçimde. Buna paralel olarak. Uygun bir şekilde. Uyumlu. Münasipçe. Uzlaşan.

Concordant injection : Uyumlu sokulma. Koşut durumda, katmanlar arasına sokulmuş magmatit kütlesi. Uyumlu enjeksiyon.

Concordant : Konkordant. Uygun. Uyumlu. Ahenkli.

Biblical concordance : İncil dizini. Kelimelerin incil'de nerede bulunduklarını da gösteren alfabetik listesi.

Concords : Bağdaşma. Ahenk. Birlik. Armoni. Uygunluk. Harmoni. Uyum. Anlaşma. Barış. Hızlı ve lüks uçak.

 

İngilizce Concord Türkçe anlamı, Concord eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Concord ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Concerts : Konserler. Ses bütünlüğü. Elbirliği. Konser.

Coalition : Koalisyon. Geçici birleşme. Karma hükümet. Güç birliği. Ortakyönetim. Birleşme.

Compatibility : Bir bilgisayar dizgesinde geliştirilmiş yazılım ürünlerinin başka bir bilgisayar dizgesinde değiştirilmeden kullanılabilmesi durumunda iki dizge arasındaki kullanım bakımından geçiş kolaylığı. Renkli ve siyah-beyaz televizyon imlerinin birbirine dönüştürülebilme niteliği. renkli ya da siyah-beyaz televizyon almacının, kendine ilişkin olmayan televizyon imini siyah-beyaz olarak verebilme niteliği; yani, siyah-beyaz almacın, renkli yayını siyah-beyaz olarak, renkli almacın da siyah-beyaz yayını siyah-beyaz olarak aktarabilmesi. Barışıklık. Bağdaşabilirlik. Geçim. Bilgisayar, bilişim, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Bağdaşım. Uyma.

Amicabilities : Cana yakınlık. Dostanelik. Arkadaşlık. Nezaket.

Reconciliations : Bozulan ilişkinin düzeltilmesi. Uzlaşma. Barıştırma. Uygunluk sağlama. Uzlaştırma. Barışma. Barışıklık. Arabulma.

Harmonies : Geçim. Gönül birliği. Düzenlik. Düzen. Ağız tadı.

Adjektive : Somut ve soyut ad ve kavramları niteleme, belirtme, yer gösterme, sayı gösterme, sorma gibi çeşitli yönlerden vasıflandıran, sınırlayan kelime türü: doğru imla, ağır yük, uzun yol, ince iş, güzel fikir, hünerli kişi, doru at, kızıl elma, bin bir dert, tek yol, o zaman, bu durum; hangi iş vb. sıcacık, ışıltılı günü bekliyordu (y. kemal, ortadirek, s. 190). tekmil otların taze, yeşil, gıcır gıcır kokusuyla kokuyordu (y. kemal, göst, e., s. 191). taşbaşoğlunun keskin, umutlu gözleri teker teker üstündeydi (y. kemal göst.e, s. 301). tenha, sessiz yollarda yürür, yürürüm (p. safa, biz insanlar, s. 181). mavi duman, bir bilek damarı gibi kabartılı ve sıcak dudaklarından çıktı (s. faik, bütün eserleri 1, s. 69). biz de mükemmel bir yalancı olduk arkadaş! (k. tahir, esir şehrin insanları, s. 298). bazen bir kaç hafta fazla, bir kaç gün fazla yaşamak işleri nasıl da alt üst ediyor (k. tahir, göst. e., s. 322). hacer! — ha bak, gelirken benim o uzun yeşil ipek başörtümü de getir (m.n. sepetçioğlu, çardaklı bacı, s. 96) vb. Sıfat.

Amicable settlement : Dostane çözüm. İhtilafın barış yoluyla çözülmesi. Dostça varılan anlaşma. Anlaşmazlığın sulh yoluyla çözülmesi. Anlaşmazlığın dostça çözümü.

Camaraderie : Yoldaşlık. Bir iş yerinde çalışanlar arasındaki uyum ve işbirliği. Ahenkli işbirliği durumu. Samimiyet. Arkadaşlık.

Concinnity : Tutarlık. İnsicam.

Concord synonyms : granite state, capital of new hampshire, axis, appositeness, confederation, ablaut, chime, accordancy, consociation, adaptations, association, advisability, axises, accent intensive, anschluss, college, hookup, agreement, arrange, accordance, balances, coalitions, peace time, nh, bargain, adequacies, federations, peacetime, adjustment, brotherhood, companionship, accord, concerting.

Concord zıt anlamlı kelimeler, Concord kelime anlamı

Disarrange : Dağınıklık. Düzeni bozmak. Karıştırmak. Dağıtmak. Düzenini bozmak. Bozmak.

Disagreement : Uzlaşmazlık. Çatışma. Uygun bulmama. Uyuşmazlık. Anlaşmazlık. Bir ölçer ya da ölçekle, tutumları ölçülen kişilerin herhangi bir sınar ya da anlatımda dile getirilen tutumu benimsemeyerek yadsımaları durumu, bk. uyuşmama. Uyuşmama. Tutum, görüş, kanıları ölçülen çeşitli kişilerin ya da aynı bireyin yanıtları arasındaki benzemezlik ya da terslik. Münakaşa. Ayrılık.

Concord ingilizce tanımı, definition of Concord

Concord kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A variety of American grape, with large dark blue (almost black) grapes in compact clusters. To act together. A state of agreement. Union. To agree. Harmony.