Conjecturing türkçesi Conjecturing nedir

Conjecturing ingilizcede ne demek, Conjecturing nerede nasıl kullanılır?

Conjecturable : Tahmin edilebilir. Tahmin olunabilir. Varsayılabilir.

Conjectural : Varsayımsal. Varsayılan. Farazi. Tahminen. Varsayıma dayanan. Tahmini. Sanal.

Conjectural variation : Varsayımsal değişim. Azel piyasasında, bir firmanın genellikle üretim veya fiyata ilişkin kararlarında rakiplerinin tepkilerini kendi kararları olarak kabul ettiği varsayım.

Conjecturally : Kuramsal olarak. Tahmini olarak. Teorik olarak. Varsayımsal bir şekilde. Varsayıma dayanarak.

Conjecture : Varsayım. Varsayı. Tahmine dayalı fikir. Sanı. Tahmin etmek. Tahmin. Sanmak. Kestirmek. Zannetmek. Kestirim.

Coase conjecture : Dayanıklı mal üreten tekelci bir işletmenin malın fiyatını marjinal maliyetin ne kadar üstünde belirleyeceğini normalüstü kar güdüsüyle açıklayan varsayım. Coase varsayımı.

Conjectured : Sanmak. Zannetmek. Tahmine dayalı fikir. Kestirim. Tahmin etmek. Varsayı. Hipotez. Kestirmek. Sanı. Varsaymak.

Conjectures : Hipotez. Kestirmek. Varsaymak. Tahmin. Varsayı. Zannetmek. Varsayım. Tahmin etmek. Sanı. Tahmine dayalı fikir.

İngilizce Conjecturing Türkçe anlamı, Conjecturing eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Conjecturing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Anticipate : Sezmek. Beklenti içinde olmak. -den önce davranmak. Ummak. Önceden görmek. Geleceği görmek. Beklemek. Önceden tahmin edip ona göre davranmak. Beklenti sahibi olmak.

Calculates : Endazeye vurmak. İhtimal vermek. Bel bağlamak. Hesap kitap yapmak. Tasarlamak. Hesaplamak. Ölçüp biçmek. Hesaplama yapmak. Güvenmek.

Deeming : Dikkate almak. Görmek. İnanmak. Farzetmek. Tutmak. Addetmek. Kıyas etmek.

Drowse : Uyuklamak.

Fanciest : Sevmek. Tasavvur etmek. Tahayyül etmek. Süslü. Aşırı. Süslü püslü. Beğenmek. Süs.

Supposal : Varsayım.

Assumption : Farz. Kibir. Varsayım. Taslama. Havalara girme. Yüklenme. Bir kanıtlama ya da geçerleme sürecinde usavurma zincirini tamamlamak üzere kimi halkaları doğru ya da geçerli sayma. Farzetme. Tavır.

Augurate : Kehanette bulunmak.

Expects : Ummak. Beklemek. Ümit etmek.

Grant : Onaylamak. Bağış. Ödenek. Vermek. Bağışlama. Nasip. Bahşetmek. Teslim etmek.

Conjecturing synonyms : calculate upon, calculate, approximate, supposition, counted, anticipates, deems, affeer, prediction, feeling, bodement, prophecy, hypothesis, assumes, conjecture, figure on, assume, hypotheses, deemed, presumptions, suppositions, conjectured, forecast, approximates, assumptions, presumption, hypothesise, dozed, hallucination, call on, estimating, daresay, fancies.