Düzenleyici birleştirim nedir, Düzenleyici birleştirim ne demek

Düzenleyici birleştirim; Şehir alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Bir kent ya da kasabanın düzentasarısını uygulamak amacıyla, özel ya da kamusal iyelikteki taşınmazların, iyelik durumlarına bakılmaksızın birleştirilmesi ve düzentasarın gerekli kıldığı kamusal işgörülere elverecek ölçüde bir düzenleme ortaklık payı ayrıldıktan sonra, yeniden eski iyelerine dağıtılmasına olanak veren kentbilim kuralı.

Düzenleyici birleştirim anlamı, tanımı

Birle : Zaman anlamına gelip fiillerin sonunda takı gibi kullanılır: Babam geldiği birle ağabeyim sigarayı atar. İle

Birleştirim : Yeni bir yapının ya da tasarının gerçekleştirilebilmesi için, ayrı ayrı ellerde bulunan taşınmaz malların, tek bir iyelikte toplanarak üzerinde yapı yapılmasına elverişli bir yerbölüm biçimine sokulması. Parçaları birleşik bir bütün durumuna getirme süreci.

Düze : Doz.

Düzen : Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Dolap, hile. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Bez dokuma tezgâhı. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Yerleştirme, tertip. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Alet edevat takımı.

 

Düzenleyici : Herhangi bir işi, kuruluşu gerçekleştirip düzenli sonuç alınmasını üstlenen kimse, organizatör, aranjör. Belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından söylenip çalınabilmesi için o eserde değişiklikler yapan kimse, aranjör. Bir makinenin görevini istenilen ölçüde tutup ayarlayabilen araç, regülatör.

Düzenleme ortaklık payı : Kent yönetimlerince düzenlemeye konu yapılan yerlerin gereksinme duyduğu yol, kent alanı, gezilik, taşıt durguluğu, çocuk bahçesi ve yeşil alan gibi ortak kolaylık ve yapıları gerçekleştirmek üzere, düzenleme sonucunda elde edilecek toprak değeri artışları karşılığında, düzenleme konusu olan toprakların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinden dörtte bire kadar düşülen, yani kamuca alınan pay.

Birleştirilme : Birleştirilmek işi.

Düzentasar : Kent ya da kasaba halkının sağlığını korumak, toplumsal, ekonomik ve ekinsel gereksinmelerini, iyi yaşama düzenini ve çalışma koşullarını ve güvenliğini sağlamak amacıyla, ülke, bölge ve kent verilerine dayanılarak oturma, çalışma, dinlenme ve ulaşım gibi kentsel işlevler arasında denge kurup, eldeki ve sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak için, varsa yeryazım durumu da belirtilen haritalar üzerinde toprak parçalarının kullanım biçimlerini ve başlıca bölge tiplerini gösteren, tüzel bir değeri olan onaylanmış belge. bk. ana düzentasar.

 

Uygulamak : Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata geçirmek, tatbik etmek. Üst üste getirmek, üstüne koymak, tatbik etmek.

Kentbilim : Geniş anlamda, kentlerin değişmesine, büyümesine, gelişmesine, bayındırılmasına ve düzenlenmesine yön veren, kentsel çevreyi, yaşamın toplumsal, ekonomik, ekinsel yönetkil ve güzelduyusal gereklerini gözönünde tutarak düzenleyen uğraşı, bilim ve sanat dalı. Dar anlamda, yerleşim yerleri için düzentasarlar hazırlamanın yöntemlerini öğreten bilim dalı ve bu dalda yetişmiş kimselerin uğraşısı. Kent bilimlerinden biri.

Dağıtılma : Dağıtılmak işi.

Düzenleme : Düzenlemek işi, tertip, organizasyon. Düzene koyma, kodifikasyon, regülasyon. Belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından söylenip çalınabilmesi için o eserde yapılmış olan değişiklik, aranjman. Belirli bir düzene göre bir araya getirilmiş olan nesne, aranjman. Yayımlanan mevzuatın derlenip toplanması ve mevzuatta yapılmış olan değişikliklerin ilgili ana mevzuata işlenmesi, kodifikasyon.

Ortaklık : Ortak olma durumu, iştirak, müşareket, şeriklik. İki veya daha çok kimsenin iş yaparak kazanç elde etmek için birleşmeleri, şirket.

Taşınmaz : Taşınamayan. Ev, tarla vb. taşınamayan mülk, gayrimenkul.

Uygulama : Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik. Yürütüm. Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi, kılgı, tatbik, ameliye, pratik. Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata tatbik etme, tatbik.

Bakılmak : Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak.

Bir ken : Bir kez. Bir kere, bir defa.

Kamusal : Kamu ile ilgili.

Yeniden : Gene, yine, bir daha, tekrar.

Ortaklı : Gaziantep kenti, İslâhiye ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Kahramanmaraş kenti, Afşin ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Mardin ilinde, Mazıdağı ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Siirt şehri, Eruh ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Diğer dillerde Düzenleyici birleştirim anlamı nedir?

İngilizce'de Düzenleyici birleştirim ne demek ? : replotting