Delicacy türkçesi Delicacy nedir

Delicacy ile ilgili cümleler

English: I regard crab as a great delicacy.
Turkish: Benim için yengeç muhteşem bir lezzettir.

English: Blowfish is a delicacy in Japan.
Turkish: Kirpi balığı Japonya'da nefis bir yiyecektir.

Delicacy ingilizcede ne demek, Delicacy nerede nasıl kullanılır?

Indelicacy : Nezaketsizlik. Kaba davranış. Uygunsuzluk. Terbiyesizlik. Kabalık.

Delicacies : İncelik. Nefis yiyecek. Leziz lokma. Duyarlılık. Nezaket. Alçakgönüllülük. Hassaslık. Zayıflık.

Delicate : Titiz. Hassas (konu). Narin. İnce (iş). Kolay kırılabilen. Kibar. Lezzetli. Düşünceli. Leziz. Yumuşak (dokunuş).

Delicate balance : Hassas denge. İnce denge. Çok kırılgan olan denge durumu.

Delicate fabric : Narin çamaşırlar.

Delicatessen food : Meze.

Delicateness : Duyarlı olma durumu. Naziklik. Dikkatli olma durumu. Hassaslık. Narinlik. Kibarlık.

Delicatessen : Mezecei dükkanı. Hazır yemek. Şarküteri. Mezeler. Hazır yemek ve salata dükkanı. Mezeci. Meze. Mezeci dükkanı. Soğuk mezeci.

Delicate question : Duyarlıklı soru. Yanıtlayıcıyı tedirgin edip ürkütebilecek kişisel ve özel soru.

Delicate subject : Dokunaklı konu. Hassa konu. Duyarlı konu. Nazik mesele. Hassas konu. Hassas mevzu.

 

İngilizce Delicacy Türkçe anlamı, Delicacy eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Delicacy ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Exposure index : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Bir duyarkatın ışıktan etkilenme, ışık etkisiyle gizli görüntü oluşturma yeteneğini anlatan genel terim.

Acuities : Keskin duyululuk. Duyuların keskinliği veya berraklığı. Keskinlik. Sivrilik. Akuiti. Zeka.

Humility : Alçak gönüllülük. Tevazu. Mahviyet.

Refinements : Kemal. Geliştirme. Saflık. Düzeltme. Zariflik. Kibarlık. Tasfiye. Rafine etme. Detay farkı.

Savory : Kokulu. İştah açıcı. Hoş kokulu. Hoş. Uygun. Yemek sonunda yenen tuzlu şey. Tadı güzel. Yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek. Lezzetli.

Marrow : Sakız kabağı. Kabak sakız. İlik. Öz. (kemikte) ilik. Moel. Kabak. Sakızkabağı. Kemik iliği.

Precision : Hassasiyet (mühendislik terimi). Tamlık. Vuzuh. Bir niceliği gösteren sayısal bir veride, anlamlı sayamak sayısına göre belirlenen ve verinin kesinliğini belirten özellik, bk. çifte duyarlı sayı. bilgi erişimde, erişilen anlamlı belge sayısının toplam erişilen belge sayısına oranı. Dakiklik. Kesinlik. Bilgisayar, bilişim, ekonomi, fizik, uzay alanlarında kullanılır. Bir veriler öbeğinin, ortalama değerinden sapmaları için bir ölçü oluşturan salt ya da bağıl yanılgı ile belirlenen duyarlık kertesi.

Fragileness : Gevreklik. Kolay kırılma. Kırılabilirlik. Bozulabilirlik.

Humbleness : Alçak gönüllülük. Tevazu.

Discretion : İhtiyat. Sağduyulu olma. Takdir hakkı. Temyiz gücü. Hoşgörü. Ağzı sıkılık. Aklıselimlik. Sağduyu. Erginlik. Dikkat.

 

Delicacy synonyms : victuals, choice morsel, enfeeblement, politeness, ambrosia, diathesis, elegance, film sensitivity, slimness, petiteness, affability, frailties, feeling, modesties, titbit, adynamia, dainty, courtliness, acuity, delicacies, fineness, sensibilities, honesty, enfeeblements, cordialness, dainties, precisions, emaciation, sentiment, quickness, nobleness, bone marrow, debilities.

Delicacy zıt anlamlı kelimeler, Delicacy kelime anlamı

Inelegance : Kabalık. İnce olmama. Zarafetsizlik. Terbiyesizlik. Çirkinlik.

Bigness : İrilik. Kocamanlık. Büyüklük.

Largeness : Bolluk. İrilik. Yücelik. Genişlik. Tiyatro konuşmasında bir oyuncunun çıkardığı ses tonlarının tümüme birden verilen ad. Büyüklük.

Delicacy ingilizce tanımı, definition of Delicacy

Delicacy kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Agreeableness to the senses. The state or condition of being delicate. As, delicacy of flavor, of odor, and the like. Delightfulness.