Deliver oneself of türkçesi Deliver oneself of nedir

Deliver oneself of ingilizcede ne demek, Deliver oneself of nerede nasıl kullanılır?

Deliver : Teslim etmek. Vermek. Serbest bırakmak. İletmek. Dağıtmak. Söylemek. Ortaya koymak. Devretmek. Yapıştırmak. Doğurtmak.

Oneself : Kendi. Kendini. Kendi kendine. Bizzat. Kendi kendini. Kendisi. Kendine.

Of : In. -li. -den övünerek bahsetmek. -dan. Karşı. Yüzünden. -den. -nin. İle ilgili. Li.

Deliver oneself : Belirtmek. Açıklamak.

Avail oneself of : -den çıkar sağlamak. -den faydalanmak. Sömürmek. Kendi yararına kullanmak. Yararlanmak. Yarar sağlamak. Kendi çıkarına kullanmak. Değerlendirmek. -mek için kullanmak.

Rid oneself of : Kendini bir düşünce vb'nden kurtarmak.

Unburden oneself of a secret : Sırrı söyleyerek rahatlamak.

Take oneself off : (bir şeyleri düşünmek için) kendini bir yere kapatmak. Kendini izole etmek veya inzivaya çekmek.

Pass oneself off as : Süsü vermek. Kendini ... diye satmak. Diye geçinmek.

Break oneself of a habit : Bırakmak. Alışkanlıktan vazgeçmek. Kurtulmak.

İngilizce Deliver oneself of Türkçe anlamı, Deliver oneself of eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Deliver oneself of ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Denoting : Adı olmak. Göstermek. İfade etmek. İşareti olmak.

Define : Tayin etmek. Tanım yapmak. Belirlemek. Kısıtlamak. Tanımlamak. Tarif etmek. Sınırlamak.

Denote : İşaret etmek. İşareti olmak. Anlamına gelmek. Göstermek. İfade etmek. Adı olmak. Delalet etmek. Simgelemek. Göstermek (belirtmek vb).

Accounted : Gözüyle bakmak. Avlamak. Saymak. Açıklamasını yapmak. Yakalamak (av).

Clarify : Arıtmak. Açıklanmak. Açıklık getirmek. Anlaşılır olmak. Aydınlatmak. Aydınlanmak.

Asserts : İleri sürmek. Savunmak (hak). Savunmak. Teyit etmek. Savlamak. İleri sürmek (emin bir şekilde). Öne sürmek. Demek. Hakkını savunmak.

Attests : Tasdiklemek. Kanıtlamak. Yemin ettirmek. Şahadet etmek (belgeyi imzalayarak bir şeyin doğruluğuna veya gerçekliğine). İddia etmek. Beyan etmek. İspat etmek. Delalet etmek. Onaylamak.

Account for something : Hesabı sorulmak. Açıklamasını yapmak. Sorumlu olmak.

Couch : Kanape. Söylemek. Ayrık otu. Nakışlamak. Kataraktı tedavi etmek. Bildirmek. Pusuya yatmak. İninde uyumak. Divan.

Brought out : -i açmak. Yayımlamak. Görülmesini sağlamak. Üzerinde durmak. Piyasaya sürmek. Yayınlamak. Çıkarmak. Meydana çıkarmak. Piyasaya yeni mal sürmek.

Deliver oneself of synonyms : clarifies, clarified, attest, clear up, denominates, clarifying, clearing up, embodies, defines, denominate, denoted, deliver oneself, assert, defining, account, cleared, bring, clears, denotes, account for.