Desperately türkçesi Desperately nedir

Desperately ile ilgili cümleler

English: Ali wanted desperately to believe what Mary said was true.
Turkish: Ali Mary'nin söylediğinin gerçek olduğuna umutsuzca inanmak istedi.

English: Ali had fallen desperately in love with her.
Turkish: Ali ona umutsuzca âşık olmuştu.

English: Ali wants desperately to do the right thing.
Turkish: Ali umutsuzca doğru şeyi yapmak istiyor.

English: Ali tried desperately to get Mary's attention.
Turkish: Ali Mary'nin dikkatini çekmeyi umutsuzca denedi.

English: Ali wants desperately to believe that what Mary said is true.
Turkish: Ali Mary'nin söylediğinin doğru olduğuna umutsuzca inanmak istiyor.

Desperately ingilizcede ne demek, Desperately nerede nasıl kullanılır?

Desperately in love : Karasevdalı.

Desperate condition : Çaresiz durum. Ümitsiz durum. Umutsuz durum.

Desperate criminal : Saldırgan suçlu. Gözü dönmüş cani. Tehlikeli suçlu.

Desperate measure : Aşırı önlem.

Desperate remedy : Son çare.

Becoming desperate : Umutsuzlaşma. Umutsuz hale gelme. Ümidini yitirme. Çaresiz kalma.

Be desperate to get : İhtiyacı olmak. Muhtaç olmak. Korkunç ihtiyacı olmak.

The situation was desperate : Şartlar iyi değildi. Durum çok kötüydü. Vaziyet ümitsizdi. Durum ümitsizdi.

 

Desperation : Çaresizlik. Her şeyi göze alma. Ümitsizlik. Umarsızlık. Umutsuzluk. Ümitsizlikten ileri gelen dengesizlik. Gözü dönmüşlük.

Desperate straits : Mali darboğaz. Tehlikeli durum.

İngilizce Desperately Türkçe anlamı, Desperately eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Desperately ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dire : Büyük. Çok kötü. Acil. Dehşetli. Uğursuz. Müthiş. Korkunç. Şiddetli.

Blithering : Lanet olası. Saçma sapan konuşan. Çok. Sapına kadar. Allah'ın cezası. Su katılmadık. Bitmek bilmez anlamsız konuşma.

All out : Bitkin. Tüm gücünü kullanan. Yanılmış. Toptan. Elinden geleni yapan. Tüm gücüyle. Alabildiğine. Topyekün. Bütün gücüyle.

Blankest : Boşluk. Çıkarmak. Yazısız. İfadesiz. Yazısız kağıt. Açık yer. Sövmek. Görüntüsüz (televizyon terimi). Şaşırmış.

Drearily : Üzüntülü bir şekilde. Üzgünce. Kasvetli bir şekilde. Ahmakça. Hüzünlü bir şekilde. Sıkıcı bir şekilde.

Crasser : Kaba. Görgüsüz. Galiz. Dangalak (argo terim). İncelikten yoksun. Aptalca. Dangalak. Hissiz. Duygusuz.

Awfully : Müthiş. Çok kötü. O biçim. Müthiş bir şekilde. Çok. Acayip.

Frenzily : Kendinden geçmiş bir şekilde.

Incurably : Onulamaz bir şekilde. İyileştirilemez bir şekilde. Onulmaz bir şekilde. Tedavi edilemez bir şekilde. Değiştirilemez bir şekilde.

Desperately synonyms : sorer, sorest, brainsickly, beyond measure, direful, deeply, despondently, at the time, arrant, absolute, crazily, direst, disconsolately, distractedly, dementedly, deliriously, acuter, frantical, frenzied, beyond all reason, breakneck, calamitous, catastrophically, despairingly, acute, forbidding, cruelly, blanker, for dear life, unavailingly, fateful, frenetic, critically.

 

Desperately ingilizce tanımı, definition of Desperately

Desperately kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, the troops fought desperately. Recklessly. Extremely. In a desperate manner. Without regard to danger or safety.