Dismiss türkçesi Dismiss nedir

  • İş sözleşmesinin işveren tarafından fesh edilerek işçinin işine son verilmesi.
  • Yol vermek.
  • Salıvermek.
  • İşten kovmak.
  • Reddetmek (dava).
  • Görevden almak.
  • İşten çıkarmak.
  • Bırakmak.
  • İşten atılma.
  • Göndermek.
  • Azletmek.
  • Savmak.
  • Kovmak.
  • Açığa çıkarmak.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • İşten atmak.
  • İhraç etmek.
  • Kapı dışarı etmek.
  • Affetmek.

Dismiss ile ilgili cümleler

English: If your colleagues don't work, either you do their work or I'll dismiss you by tomorrow morning.
Turkish: eğer iş arkadaşların çalışmazlarsa,onların yerine ya sen çalışacaksın,ya da yarın sabah seni işten atacağım.

English: We'll dismiss class early today.
Turkish: Bugün dersi erken bitireceğiz.

English: Ali dismissed what Mary was saying.
Turkish: Ali Mary'nin söylediğini açığa çıkardı.

English: Ali was dismissed from his job.
Turkish: Ali işinden kovuldu.

English: I have to dismiss Ken.
Turkish: Ken'i kovmak zorundayım.

Dismiss ingilizcede ne demek, Dismiss nerede nasıl kullanılır?

Dismiss an action : Bir davayı reddetmek.

Dismiss from : İşten kovmak. İşinden atmak.

Dismissal : Çıkarma. Azletme. Kafasından çıkarma. Açığa çıkarmak. Azat. Af. Reddetme. Ciddiye almayı reddetme. İşten çıkarma.

Dismissal from office : İşten çıkarma. İşine son verme. Göreve son verme.

 

Dismissal indemnity : Kendilerine duyurulmadan işlerinden çıkarılanlara iş yasasına göre gerçekleşecek dokuncaları karşılığı işverence yapılan ödeme. Duyurusuz işten çıkarma ödencesi.

Dismissed : İşine son verilmiş. İşten atılmış. Kovulmuş. Görevden alınmış. İşten kovulmuş. Ayrılmaya müsaade eden askeri emir (askeri). İlişiği kesilmiş. Azledilmiş.

Dismissal of an action : Bir davayı reddetme.

Dismissals : Aklından çıkarma. Reddetme. Bırakma. Af. Ciddiye almayı reddetme. Kovma. İşten çıkarma. Açığa çıkarmak. Görevden alma. Gönderme.

Dismissing : İşten kovmak. Kovmak. Affetmek. Açığa çıkarmak. Bırakmak. İşten atmak. Savmak. Azletmek. Görevden almak. İhraç etmek.

Dismissible : Bertaraf edilebilir. Gönderilebilir. Kovulabilir. İşten çıkarılabilir. Tahliye edilebilir. Görevinden alınabilir. Yok sayılabilir. Serbest bırakılabilir. Reddedilebilir.

İngilizce Dismiss Türkçe anlamı, Dismiss eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Dismiss ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Demobilizes : Seferberliği sona erdirmek. Hizmet dışı bırakmak. Terhis etmek. Seferberliği kaldırmak. Demobilize etmek.

A pass through certificate : Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt. Tutsat senedi.

Given way : Kapılmak. Çökmek. Dayanamamak. Kendini vermek. Boyun eğmek. Öncelik tanımak. Küreklere asılmak.

Get rid of : Bir şeyden kurtulmak. Sepetlemek. Yakasını sıyırmak. Savuşturmak. Kurtulmak. Yakayı sıyırmak. Baştan savmak. Öldürmek. -den kurtulmak.

 

Give the sack : Bohçasını koltuğuna vermek. Sepetlemek. İlişiğini kesmek.

Affranchise : Azat etmek. Serbest bırakmak.

Brush : Sürtünmek. Sıyırmak. Temizlemek. Sürtünme. Fırçalama. Hafifçe dokunmak. Tilki kuyruğu. Değmek. Çalılık. Fırça.

Displace : Yerinden çıkarmak. Yerine geçmek. -in yerine geçmek. Yerinden çıkmak. Çıkarmak. Yerinden etmek. Ülkesinden çıkarmak. Yerini almak. Sürmek.

Banished : Aklından çıkarmak. Sürmek. Kovulmuş. Defetmek. Kafasından atmak. Sürgün yemiş. Sürgüne gönderilmiş. Sürgün etmek.

Absolve : Suçunu bağışlamak. Temize çıkarmak. Kurtarmak. Beraat ettirmek. Tenzih etmek. Allah adına günahı affetmek. Arılamak. Bağışlamak. Aklamak.

Dismiss synonyms : push aside, give somebody the chuck, banishing, disengage, ability rent, extricated, extrude, deposing, abandons, allows, dispatch, give the boot, discharging, convey, demobilizing, brush off, disemploying, condone, absolving, abdicates, debunk, decapitates, consign, abolition of forced labour convention, banishes, divests, extracts, laugh off, boot, allowing, divesting, assoil, cashier.

Dismiss zıt anlamlı kelimeler, Dismiss kelime anlamı

Oblige : İyilik etmek. Memnun etmek. Bağlamak (anlaşma vb.). Lütfetmek. Bağlamak (anlaşma). İyilikte bulunmak. Minnetar bırakmak. (anlaşma vb) bağlamak. Zorlamak. Minnettar bırakmak.

Accept : Hazmetmek. Onaylamak. Anlamak. Razı olmak. Eyvallah demek. Kabullenmek. Üstlenmek. Kabul etmek. Katlanmak. Almak.

Hire : Ücretle tutmak. Kira. Kiralık. (ücret vererek) tutmak. Kiralamak. Ücretle çalıştırmak. İstihdam etmek. Tutmak. Kira ile tutmak.

Dismiss ingilizce tanımı, definition of Dismiss

Dismiss kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To send away. Dismission. To put away. To cause or permit to go. To give leave of departure.