Give the sack türkçesi Give the sack nedir

  • İşten atmak.
  • Sepetlemek.
  • Kovmak.
  • İşten kovmak.
  • Bohçasını koltuğuna vermek.
  • İlişiğini kesmek.

Give the sack ingilizcede ne demek, Give the sack nerede nasıl kullanılır?

Give : Ödemek. Vermek. Bulaştırmak. Düzenlemek. Esnemek. Tanımak. Doğruluğunu kabullenmek. Hediye etmek. Uçlanmak. Dogruluğunu kabullenmek.

The : Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belgili tanımlık. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır.

Sack : İşten atmak. Defetmek. Çuvala doldurmak. Kovmak. Soymak. Çapullamak. Torba. Çuvala koymak. Atmak. Sepetlemek.

Give the sack to : İşten atmak. Görevden almak. İşten çıkarmak.

Give the benefit of the doubt : Doğru kabul etmek. Biri hakkında en iyisini düşünmek. Haklı kabul etmek. Suçsuz kabul etmek. Doğru olduğunu varsaymak. Birinin haklı olduğunu düşünmek.

Give the engine the gun : Gaz vermek. Gazlamak.

Give the bird : El kol hareketi çekmek. Orta parmağını göstermek. Yuhalamak. El işareti yapmak.

Give the breast : Bebeği emzirmek. Emzirmek. Bebeği beslemek.

Give the boot : Baştan savmak. Yol vermek. Tekme atmak. Görevden almak. Kapı dışarı etmek. Sepetlemek. Bohçasını koltuğuna vermek. Defetmek. İşten kovmak. Pabucunu eline vermek.

 

Give the devil his due : Sezar'ın hakkını sezar'a vermek. İyi davranmak. Yiğidi öldür hakkını yeme. Kötü adamın bile hakkını vermek. Kötü de olsa hakettiğini vermek. Hakça muamele etmek. Sezar'ın hakkı sezar'a. Sezarın hakkı sezara.

İngilizce Give the sack Türkçe anlamı, Give the sack eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Give the sack ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Disaffiliates : Ayırmak. Bölmek. Kesmek. İlişkisini kesmek.

Disemploying : İşten çıkarmak.

Chuck : Kavrama. Son vermek. Savurmak. Atış. Bırakmak. Atmak. Gıdaklamak. Atma. Terketmek.

Dismiss from : İşinden atmak.

Disaffiliated : Ayırmak. İlişkisini kesmek. Kesmek. Bölmek.

Basket : Sepettopunda sayı yapılacak yer. bu, 0,45 metre çapında demir bir çember olup altında bir ağ asılıdır. çember ile ağ bir sepet biçimindedir. sepettopu oyununu bulan amerikalı profesör james naismith, oyunu, önce öğrencilerine kağıt sepetleriyle oynattığından oyun bu ad ile anılmıştır. Sayı. Zembil. Pota. Sepet örgüsünden yapılmış şey. Basketbol çemberi. Balon sepeti. Küfe. Çember (basketbol). İnce kamış, söğüt dalı, hayıt, tel ve plastikten örme veya geçirme biçimiyle yapılandırılmış çeşitli biçimde oluşturulan yapıtlar olup genellikle iç sularda kullanılan, balığın içerisine girmesini sağlayan bir kapısı veya huni biçiminde bir giriş yeri bulunan, içine çekici yem konan, balıkların bir kez girdikten sonra çıkamayacağı biçimde yapılandırılmış tuzaklar.

Discharge : Ateş etmek. Yerine getirmek. Akıtmak. Görevden almak. Akmak. Tahliye. İşten çıkarma. Boşalmak. Elektriksel erkili çevresinden yüksek olan yüklü bir cismin yük yitirmesi. Boşalım.

 

Chuck out : Çöpe atmak. Kapı dışarı etmek. Bir kenara atmak. Dışarı atmak. Kabul etmemek. Evden atmak. Yaka paça çıkarmak. Atmak.

Ax : Balta. İptal etmek. Çalgı. Baltalamak. Kovma. Azaltmak. Azaltma. Enstrüman. Kısmak. Kısma.

Bundle : Demet. Tomar. Bağ. Paldır küldür gitmek. Çıkın. Yığın. Bohçalamak. Paldır küldür yollamak. Bohça.

Give the sack synonyms : break off, dismissing, finish with, ditch, banish, give the boot, disaffiliate, banished, give somebody the push, have nothing to do with, fires, give the gate, cashiered, bounce, be out of it, ditches, dismiss, axe, cashiering, dismisses, discharging, disemploys, cashier, bundle off, send packing, disemployed, axing, bundling, brush off, axed, ditched, disemploy, banishes.