Drapes türkçesi Drapes nedir

  • Perde.
  • Kumaş.
  • Kalın perde.
  • Kumaş dekor birimi.
  • Bir dekorun parçaları olarak kullanılan küçüklü büyüklü perdeler.

Drapes ile ilgili cümleler

English: Jale will buy satin material for her new drapes.
Turkish: Jale yeni perdeleri için saten malzeme alacak.

English: The carpet clashes with the drapes.
Turkish: Perdelerle halı uyuşmuyor.

English: Ali pulled back the drapes.
Turkish: Ali perdeleri geri çekti.

English: Ali measured the windows for new drapes.
Turkish: Ali yeni perdeler için pencereleri ölçtü.

English: Open the drapes.
Turkish: Perdeleri açın.

Drapes ingilizcede ne demek, Drapes nerede nasıl kullanılır?

Undrapes : Örtüsünü kaldırmak. Soyundurmak. Açmak.

Drape in : İçine katlamak. Bir şeye sarmak. İçine kıvırmak.

Drape over : Asmak. Bir şeyin çevresini sarmak.

Drape scenery : Kumaş dekor birimi. Bir dekorun parçaları olarak kullanılan küçüklü büyüklü perdeler.

Drape : Asmak. Kıvırmak. Kaplamak. Katlamak. Kumaşla örtmek. Kumaşla süslemek. Süslemek. Kumaş. Kalın perde. Sarkmak.

Assistant draper : Döşemenin bakımını, ufak tefek düzeltmeleri, onarımları yapan; boyama, yüz değiştirme, kaplama gibi işleri gerçekleştiren kimse. Döşemeci yardımcısı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

 

Drapery : Çuha. Tuhafiye. Kumaşçılık. Döşemelik kumaş. Kumaş. Perde. Örtü. Kıvrımlar halinde duran kumaş. Perdelik kumaş.

Drapers : Manifaturacı. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Tuhafiyeci. Güney dakota eyaletinde yerleşim yeri. Utah eyaletinde şehir. Bezzaz. Kumaşçı. Döşeme ressamı.

Draped : Kıvırmak. Dökümlü olmak. Kumaşla süslemek. Asmak. Katlamak. Kumaşla örtmek. Dökülmek. Kumaş kaplanmış. Sarkmak.

Drapet : Kumaş. Bez.

İngilizce Drapes Türkçe anlamı, Drapes eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Drapes ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Episode : Oluntu. Bölüm. Tefrika. Zaman dilimi. Vaka. Piyes. Göstermeci nitelikteki oyunlarda olay bölümleri. ana olaya bağlı, destekleyici ikincil olay. Parça. Dilim.

Stuff : Macunlamak. Hammadde. Tahnit etmek. Tıkamak. Doldurmak. Kereste. Madde. Yünlü kumaş (ingiliz ingilizcesi). Saçma. Kaçak içki.

Drapery : Kumaşçılık. Kıvrımlar halinde duran kumaş. Perdelik kumaş. Örtü. Tuhafiye. Döşemelik kumaş. Çuha.

Lambrequin : Pencere üstü süsü. Raf üzerine asılan süs. Kapı üzerine asılan süs.

Bulkheads : Su geçirmez bölme. Ara duvarı. Bölme. Gemi bölmesi. Bölme duvarı. Bölme perdesi. Set. Duvar. Ön bölme sacı.

Stuffs : Öz. Şey. Madde. Kağıt hamuru. Saçma. Hammadde. Hamur. Saçmalık. Kaçak içki. Eşya.

Dickie : Koltuk. Küçük kuş. Minik kuş. Küçük arka koltuk. Gömleğin yerinden çıkarılabilen ön kısmı. Önlük. Kuş. Yaka.

Cloaks : Manto. Gizlemek. Örtmek. Örtbas etmek. Saklamak. Bahane. Gocuk. Pelerin. Yelek. Paravan.

Drapet : Bez.

Covered : Saklı. Kapalı. Güvenceli. Örtülü. Sarılı. Kaplı. Kapaklı. Kaplama. Kaplanmış. Kapatılmış.

 

Drapes synonyms : cloaked, contexture, wrapped, draperies, curtain, cataract, fold up, turn up, mantled, bulkhead, set up, material, covering, fret, drape scenery, clothed, cloak, fabric, fold, drape, fabrics, damper, episodes, arrange, suiting, cataracts, cloths, materials, cloth.

Drapes zıt anlamlı kelimeler, Drapes kelime anlamı

Bare : Gözle görülür hale getirmek. Soymak. Çıkarmak. Açmak. Yalın. Açık. Tamtakır. Süssüz. Boş. Açığa çıkartmak.

Disarrange : Dağıtmak. Düzeni bozmak. Bozmak. Dağınıklık. Düzenini bozmak. Karıştırmak.

Unfold : Ortaya çıkarmak. Sermek. (katlanmış bir seyi) açmak. Gözler önüne serilmek. Açmak. Yayılmak. (katlanmış bir şeyi) açmak. Açılmak. Açıklamak. Göz önüne serilmek.