Dull türkçesi Dull nedir

  • Ağır.
  • Tatsız.
  • Kalın kafalı.
  • Sersemletmek.
  • Sıkıcı.
  • Duygusuzlaşmak.
  • Hafifletmek.
  • Renksiz.
  • Körleşmek.
  • Mat.
  • Donuk.
  • Ruhsuz.
  • Fersiz.
  • Sersem.
  • Matlaştırmak.
  • Körelmek.
  • Duygusuz.
  • Kör.
  • Soluk.
  • Körletmek.

Dull ile ilgili cümleler

English: Ali tried to cut the delicious-looking meat with a dull knife.
Turkish: Ali lezzetli görünümlü eti kör bir bıçakla kesmeye çalıştı.

English: I can't write with this dull pencil.
Turkish: Bu kör kalemle yazamıyorum.

English: Geometry, about which I know nothing, seems like a very dull subject.
Turkish: Hakkında hiçbir şey bilmediğim Geometri çok sıkıcı bir konu gibi görünüyor.

English: He is really dull to hardship.
Turkish: O, sıkıntıya karşı gerçekten duyarsız.

English: I have a dull ache here.
Turkish: Burada künt bir ağrım var.

Dull ingilizcede ne demek, Dull nerede nasıl kullanılır?

Dull as ditch water : Heyecansız. İlginç olmayan. Tatsız tuzsuz. İç karartıcı. Çok sıkıcı.

Dull brained : Aptal. Geri zekalı. Salak. Beyinsiz.

Dull color : Mat renk. Donuk renk.

Dull effect : Mat efekt.

Dull finish : Matlık apresi. Mat bitirim. Donuk bitirim.

Dull pain : Yumuşak ağrı. Hafif ağrı. Az ağrı.

Dull surface : Mat yüzey. Donuk yüzey.

Dull sound : Mutlak matite. Mat ses. Sağır ses.

Dull sight : İlginç olmayan manzara. Kasvetli manzara. Sıkıcı manzara. Heyecansız manzara.

 

Dull stick : Çam yarması. Hödük.

İngilizce Dull Türkçe anlamı, Dull eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Dull ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Deadpan : Cansız. İfadesiz. Anlamsız. Ölü gibi. İfadesiz bir şekilde söylemek veya yapmak.

Asswage : Dindirmek. Bastırmak. Yatıştırmak.

Addle pated : Şaşkın. Kafasız.

Clod : Toprak. Toprak parçası. Tıkanmak. Ahmak. Kesek. Budala. Toprak veya çamur parçası. Tıkamak. Budala (argo terim).

Unpolished : Cilasız. Perdahsız. Terbiyesiz. Boyasız. Kaba. Cilalanmamış. Boyanmamış. Parlatılmamış. Ham.

Abate : Çekilmek. Yürürlükten kaldırmak. Eksilmek. Azaltmak. Ceza indirimi yapmak. Dinmek. İndirmek. Hafiflemek. Geçmek.

Bovine : Sığır gibi. Sığırla ilgili. Hissiz. Durgun. İnek gibi. Büyükbaş. Hantal. Uyuşuk.

Dense : Kalın. Sık. Tıkız. Kalabalık. Negatifi şeffaf olmayan (fotoğrafçılık terim). Sıkı. Sıkışık. Mankafa. Yoğun.

Acetal : Aseton. Hoş kokulu organik sıvı. Asetal. (kimya)kozmetik ürünler üretiminde ve çözücü olarak kullanılan renksiz tutuşucu sıvı. Aldehitler ve alkol birleşimi ile yaratılan herhangi bir bileşikler sınıfı.

Bemuse : Kafasını karıştırmak. Şaşırtmak. Serseme çevirmek. Sersemletmek (argo terim). Aklını karıştırmak.

Dull synonyms : brightness level, sackless, clot, blockhead, spiritless, beefhead, densest, blears, blockheads, breathing, cheerless, decoloured, deadened, acuter, assuage, bloodless, acute, matt, bland, breaths, mate, carry a person off his feet, drip, atrophy, colorless, heavy, luminance, disagreeable, hackneys, blurred, lackluster, besotted, matted.

 

Dull zıt anlamlı kelimeler, Dull kelime anlamı

Bright : Akıllı. Aydınlık. Uyanık. Işıltılı. Muhteşem. Görkemli. Parlak. Şaşaalı. Şeffaf. Şanlı.

Polished : Kibar. Mücella. Parlatılmış. Parlak. Celi. Nazik. Cilalı. Boyanmış. Gösterişli. Cilalanmış.

Spirited : Nükteli. Cesaretli. Neşeli. Hevesli. Ateşli. Huylu. Güçlü. Mizaçlı. Gizlice götürülmüş. Cesur.

Dull antonyms : animated, colourful, lively, colorful.

Dull ingilizce tanımı, definition of Dull

Dull kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Stupid. Blockish. To become dull or stupid. To deprive of sharpness of edge or point. Slow of understanding. Doltish. Wanting readiness of apprehension.