Ebru nedir, Ebru ne demek

Ebru; kökeni farsça dilinden gelmektedir.

Güzel Sanatlar alanındaki anlamı:

(Süsleme) Kitre ve kola gibi yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neftyağı ile sulandırılmış yağlıboya damlatılarak yapılmış olan ve kâğıda geçirilen süs.

Ebru isminin anlamı, Ebru ne demek:

Kız ismi olarak; Kaş. Kâğıt süslemeciliğinde kullanılan, mottifli boyama yöntemi.

Bilimsel terim anlamı:

Bezemecilerin, türlü renk ve desende yaptıkları bir tür su kâğıdı.

Ebru hakkında bilgiler

Ebru, kitreyle yoğunlaştırılmış su üstünde, özel hazırlanmış boyalarla oluşturulan desenlerin kâğıt üzerine geçirilmesi yoluyla yapılmış olan bir süsleme sanatıdır.

Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle beraber bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu düşünülmektedir. Bazı İran kaynaklarında Hindistan'da ortaya çıktığı yazılıdır. Bazı kaynaklara göre de Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılar'a geçmiştir. Batıda ebru "Türk Kağıdı" ya da "mermer kağıt" olarak adlandırılmaktadır.

 

Ebru, geven otunun özsuyundan elde edilen kitre veya deniz kadayıfı bitkisi (kerajin) ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılarak suyun dibine çökmeyecek hale getirilen boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin olduğu gibi ya da biz adı verilen metal uçlu bir aletle müdahale edilerek bir kağıda geçirilmesi yoluyla yapılır.

Ebru sanatının köklerinin 9. ve 10. yüzyıla kadar uzandığı varsayılmaktadır. Bilinen o ki, bu sanat, kağıdın tarih sahnesine girmesiyle gelişmiştir. 10.yüzyılda Çinli bürokrat Su Yijian (MS 957-995) Fırça, mürekkep, mürekkep taşı ve desenli kağıdı " Wen Fang Si Pu (Çalışmanın dört hazinesi) " olarak kaydetmiştir. Çin'de liu-şa-cien (流沙箋), XII. asırdan itibaren Japonya'da suminagaşi (墨流し) ve beninagaşi (紅流し) isimleriyle yapılmış olan bir takım çalışmaların mevcudiyeti, daha sonraki asırlarda Çağatay Türkçesi'yle ebre (ابره) adını alarak Türkistan'da ortaya çıkan bu sanatın tarihi gelişimi hakkında, müphem de olsa bir fikir vermektedir. Türkistan'dan en geç 16. asır başlarında İpekyolu'nu takiben İran'a geçişinde ebri (ابری) olarak isimlendirilen bu sanat, görünüşüyle gerçekten bulut kümelerine benzer şekiller taşıdığından, buluta nisbet ifade eden bu Farsça ismi doğrulamaktadır. Osmanlı ülkesinde de revaç bulan aynı isim, telaffuz zorluğundan son yüzyılda Türkçede ebru'ya dönüşmüştür. Galat olmakla beraber, kaş gibi şekiller de ihtiva ettiğinden, bu sanata ebru denilmesi bir çelişki sayılmamalıdır; çünkü ebru kelimesi Farsça'da kaş manasına gelmektedir. XVI. asır ortalarında Mir Muhammed Tahir (میر محمد طاهر) tarafından Hindistan'da yapılmaya başlandığı rivayet olunan ebruculuk, buradan İran'a ve sonra da İstanbul'a kadar yayılmıştır. Aynı yüzyılın sonlarında, İstanbul'dan Avrupalı seyyahlar tarafından kendi memleketlerine götürülen ebru kağıtları önce Almanya'da, sonra da Fransa ve İtalya'da mermer kağıdı veya Türk mermer kağıdı, hatta sadece Türk kağıdı adıyla tanınıp benimsenmiş ve oralarda da yapılmaya başlanmıştır. Zaman içinde İngiltere ve Amerika'ya da yayılan ebru kağıdı, her ülkenin sanat anlayışına göre bir başkalık gösterir. Bunda, kullanılan değişik malzemenin de rolü olmalıdır. Belgelenen en eski ebru örneği 16. yüzyıla aittir. Kağıdın süslenmesinde, kıt'a ve levhaların iç ve dış pervazlarında, yazma ciltlerinde yan kağıdı olarak sıkça kullanılmıştır. (Derman، M.Uğur Osmanlı Ansiklopedisi. C.11,s.189)

 

Ebru anlamı, kısaca tanımı:

Kitre : Gevenden çıkarılan bir zamk türü, kestere.

Yoğun : Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.). Kaba, kalın, iri (elek, iğne). Koyu, kalın. Dolu, sıkı, sıkışık, çok, konsantre. Artmış, çoğalmış bir durumda olan. Şişman, iri, tombul. Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif.

Boya : Yazmak için kullanılan mürekkep. Aldatıcı görünüş. Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde. Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya.

Ebrucu : Renkleri karıştırarak süs kâğıtları üzerine ebru yapan sanatçı.

Ebruculuk : Ebrucunun yaptığı iş.

Ebrulama : Ebrulamak işi.

Ebrulamak : Ebru yaparak boyamak.

Ebruli : Üzerinde değişik renkler bulunan.

Ebrulu : Üzerine ebru yapılmış (kâğıt, kumaş).

Süslemeci : Süsleme sanatlarıyla uğraşan kimse.

Kola : Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta. Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir maddeyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılmış olan içecek. Kolalama. Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı. Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata).

Yapıştırıcı : Yapıştırma özelliği olan, yapıştırmaya yarayan nesne, yapışkan. Filmlerin yapıştırılması işinde kullanılan cihaz.

Neft : Çoğunlukla boyacılıkta kullanılan, petrol türevlerinden bir tür mineral yağ, neft yağı. Organik maddelerin ayrışmasından oluşan tutuşur sıvıların birçoğu.

Yağlı : Üzerinde veya içinde yağı olan. Yağı çok olan. Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan. Yağla yapılmış. Besili, semiz. Bol ve kolay kazanç sağlayan.

Damla : Çok az miktar. Damla biçiminde olan (ziynet). Kalbe inen inme, felç. Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı. Damlalıkla kullanılan ilaç.

Üstün : Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha. Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik. Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan.

Ebrul : Beş nisanda esen fırtına.

Ebruli ördek : Ana vatanı Güney Amerika olan, ormanlarla çevrili göl ve nehir kıyılarında çiftler hâlinde yaşayan, üreme yaşı bir, üreme zamanı Mayıs ayı olan ördek ırkı.

Ebrum : Şişman.

Diğer dillerde Ebru anlamı nedir?

İngilizce'de Ebru ne demek? : [Paper marbling] n. watering, irrigation, sprinkling or saturating with water

Fransızca'da Ebru : marbrure [la]

Almanca'da Ebru : Braue