Edebilmek nedir, Edebilmek ne demek

  • Etme imkânı veya olasılığı bulunmak

Edebilmek ile ilgili Cümleler

    Edebilme ile ilgili Cümleler

      Edebi ile ilgili Cümleler

      • “Gazete idaresinde biriken edebi mecmuaların yapraklarını karıştırıyorum.”
      • Edebiyat okumayan insanlar, Fransızca'da "le passé simple" çekiminin olmadığını düşünme eğilimindedir.
      • Edebiyat okumak için İtalya'ya gitti.
      • Isıtıcıyı tamir edebiliriz.
      • Senin sekmende e-postamı kontrol edebilir miyim?
      • Ayda dolaştığını hayal edebiliyor musun?
      • Affedersin ama bana yardım edebilir misin?
      • Dans edebildiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu.
      • Umarım, o devam edebilir.
      • “Biz edebiyat yapmıyoruz, gazetecilik ediyoruz, modern gazetecilik!”
      • Edebi bir çeviri ekleyebilirsin.
      • Edebiyata senin kadar ilgi duymuyorum.
      • Edebiyat eğitimi almak için İtalya'ya gitti.
      • Edebiyat bize insanlık hakkında öğretir.
      • Kaç yaşında olduğumu tahmin edebilir misin?
    • Ali Boston'u daha sık ziyaret edebilmeyi diledi.
    • Bir öğretmen olarak çalışmaya devam edebilmeyi istiyor muyum?
    • Sadece her ne zaman istersem çocuklarımı ziyaret edebilmeyi istiyorum.
    • Beni buna ikna edebilmen için daha iyisini yapman gerekecek.
    • Doğru ile yanlışı ayırt edebilmek her zaman çok kolay değildir.
    • Sana yardım edebilmeliyiz.
    • Yalnız seyahat edebilmek için çok gençsiniz.
    • Yardım edebilmeliydim.
    • Tom'u bizim için çalışmaya ikna edebilmemizin bir yolu olmalı.
    • Ali uygun ilacı aldığı için, kendini daha iyi kontrol edebilmesi gerekiyor.
     
  • Doğru ile yanlışı ayırt edebilmek her zaman çok kolay değildir.
  • “Size fenalık edebilir, sizi işinizden attırır.”
  • Yalnız seyahat edebilmek için çok gençsiniz.

Edebilmek kısaca anlamı, tanımı

Edeb : Arapça kökenli âdâb/edeb: adab; edeb

Edebi : Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin, yazınsal.

Edebilme : Edebilmek işi.

Bulunmak : Bulma işine konu olmak. Bir yerde olmak. Herhangi bir durumda olmak.

Bulunma : Bulunmak işi.

Olasılı : Olasılığa dayanan, belkili, ihtimalli, muhtemel. Belkili.

Olasıl : İhtimâli.

Olası : Görünüşe göre olacağı sanılan, muhtemel. Mümkün.

İmkan : Olanak. İmkân - imkân ihtimal: hiç bir ihtimal. olanak.

Etme : Etmek işi.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Diğer dillerde Edeagus anlamı nedir?

İngilizce'de Edeagus ne demek ? : aedeagus