Ellik nedir, Ellik ne demek

  • Eldiven.
  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven.
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılmış olan bir araç

Yerel Türkçe anlamı:

İnsan, kişi.

Ekin biçerken elin üç parmağına geçirilen tahta araç.

Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven şeklinde tahtadan yapılmış olan bir araç.

Hükümet makamı.

Çıkrığı çeviren kolun el ile tutulan yeri.

Halk.

Biçilmiş ekinlerin desteleri.

El değirmeninin taşını çevirecek tahta kol.

Geniş ve kalın yapraklı, sarı renkli, üzeri tüylü ve kabarık damarlı, ilkbaharda görülüp, yazın kaybolan bir bitki.

Yabancılar, başkaları.

Kaydırak oyununda atılan büyük taş.

Parmak ucu.

Elma, armut gibi meyveleri toplamak için kullanılan bir araç.

Tırpanın el ile tutulan yeri.

Yemeniciler yemeni dikerken ip ellerini kesmesin diye par maklarına geçirdikleri meşin par maklık.

Potentilla Rosaceae.

Eldiven,

Topluluk, kalabalık.

Tercüman.

Genel: İstanbul'da ellik bahçelere park diyorlar.

Sahur yemeği.

Orağın ağzına, biçilen ekinleri getiren araç.

Kalabalık.

Karşı yandan olanlar: Ellikler düğüne gittiler.

Yabancı.

[Bakınız: elçek]

Ev halkı, topluluk.

Aynı elden olan, aynı yerde oturan.

Eldiven, ellik.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

 

Ekini biçerken sağ ele geçirilen iki parmaklı eldiven. (Beyceğiz *Fatsa -Ordu)

Ekin biçerken parmakların orak ve ekinden korunması için sol ele geçirilen tahta parmaklık. (Yeşilköy *Gelendost -Isparta; -Amasya; Gülbayır *Niksar -Tokat)

El orağını kullanırken sol ele geçirilen parmak uçları kesik üç parmaklı eldiven. (Kandilli *Bozüyük -Bilecik)

Soba kapağını açıp kapamağa yarayan tutacak. (Sarıköy, Çanya *Beyşehir -Konya)

[bk. ennik]

Eldiven. (*Senirkent -Isparta; -Kars)

Orakla ekin biçilirken sağ elin tüm parmaklarına geçirilen uç kısımları kıvrık ağaç parmak kalıbı. (*Gerze -Sinop; Güllüce *Gümüşhacıköy -Amasya)

Diğer sözlük anlamları:

Hüküm sürme, beğlik.

Eldiven.

İngilizce'de Ellik ne demek? Ellik ingilizcesi nedir?:

possesion

Ellik kısaca anlamı, tanımı:

Elli : Bu sayıyı gösteren 50 ve L rakamlarının adı. Beş kere on, kırk dokuzdan bir artık. Eli olan. Kırk dokuzdan sonra gelen sayının adı.

Eldiven : Dış etkilerden korumak için ele giyilen kumaş, deri veya kauçuktan yapılmış olan el giysisi.

Ekin : Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum. Kültür, hars.

Parmak : Eni bu organ kadar olan. İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri. Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri. İnç. Arşının yirmi dörtte biri. Bir işe karışmış olma ilgisi. Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan.

Biçim : Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Biçme işi. Tarz.

 

Tahta : Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası. Çimlenen tohumlar için bahçede hazırlanan uzun tarh. Kara tahta. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer. Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme, ağaç. Bu ağaçtan yapılmış.

Araç : Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. Taşıt. Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta.

Yelken : Rüzgâr gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş veya şeritlerin tümü. Yelkenli.

Ellik billik : Hep beraber.

Ellik çorabı : Eldiven

Ellik günlük : Düğün vb. toplantı yerleri için dikilen elbise.

Ellik otu : Kurutulup koyunlara verilen bir çeşit ot.

Ellik süllük etmek : Boş yere harcamak, ziyan etmek.

Ellikaltı : Ekin biçerken bir elin aldığı kadar toplanan sap.

Ellikci : Söz götürüp getiren.

Ellikleme : Ekin biçerken bir elin kavrayabildiği kadar kısmını avucunun içine alma. Ekin destesi.

Ellikleşme : Ekin biçen kimselerin bir sıraya girerek aynı yöne doğru orak sallamaları.

Elliksiz : Issız, tenha yer. Başkalarıyla tanışıp konuşma gereği duymayan kimse.

Diğer dillerde Ellik anlamı nedir?

İngilizce'de Ellik ne demek? : to kid, to drop, to throw, threw, thrown, to yean