Endanger türkçesi Endanger nedir

  • Tehlikeye sokmak.
  • Tehlikeye düşürmek.
  • Tehlike yaratmak.
  • Tehlike etkisinde bırakmak.
  • Zarar vermek.
  • (kendisini veya) başkasını tehlike ile karşı karşıya bırakmak.
  • Tehlikeye atmak.
  • Kayıp vermek.
  • Tehlike oluşturmak.

Endanger ile ilgili cümleler

English: Elephants are an endangered species.
Turkish: Filler nesli tükenmekte olan bir türdür.

English: It is an endangered species.
Turkish: Nesli tükenmekte olan bir türdür.

English: Can Tatoeba contribute to the saving of endangered languages?
Turkish: Tatoeba, yok olma tehlikesinde olan dillerin korunmasında katkıda bulunabilir mi?

English: There are many endangered species.
Turkish: Bir sürü nesli tükenmekte olan türler var.

English: I still can't believe they had a snow leopard in that zoo. I thought they were an endangered species.
Turkish: O hayvanat bahçesinde bir kar leoparı olduğuna hâlâ inanamıyorum. Onların tehlike altındaki bir tür olduğunu düşünüyordum.

Endanger ingilizcede ne demek, Endanger nerede nasıl kullanılır?

Endanger lives : Diğerlerini tehlikeye atmak. İnsanların hayatını tehlikeye atmak. Hayatları riske atmak.

Endangered : Nesli tükenmekte olan. Tehlike altında. Tehlikede. Neslinin tükenme tehlikesi olan. Risk altında. Tehlikeye atılmış. Nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan (bir hayvan veya bir bitki hakkında).

 

Endangered himself : Kendini tehlikeye atan. Kendini riske maruz bırakan.

Endangered species : Tehlike altındaki türler. Tehdit altındaki türler. Nesli tehlikede olan türler. Nesli tükenme tehlikesi altındaki türler. Nesli tükenen türler. Yokolma riski altındaki hayvan ve bitkiler. Nesli tükenmekte olan türler. Tehlikedeki türler.

Endangering : Tehlikeli. Tehlikeye atma.

Endangerment : Tehlikeye atılmış olma durumu. Muhatara. Tehlikeye atma. Riske atma. Tehlike. Tehlikede olma durumu.

Endangering oneself : Kendini tehlike altında bırakma. Kendini riske atma. Kendini tehlikeye maruz bırakma.

Unendangered : Tehlikeye atılmamış. Tehlike içinde olmayan.

Endangiitis : Endangiyum yangısı. Kan damarlarında intima tabakasının yangısı, endangitis. Endangitis.

Endangers : Tehlikeye sokmak. Zarar vermek. Tehlikeye düşürmek. Tehlike yaratmak. (kendisini veya) başkasını tehlike ile karşı karşıya bırakmak. Tehlike etkisinde bırakmak. Tehlike oluşturmak. Kayıp vermek. Tehlikeye atmak.

İngilizce Endanger Türkçe anlamı, Endanger eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Endanger ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Compromise : Uzlaşmak. Anlaşmaya varma. Gölge düşürmek. Ödünleşmek. Bireylerin ya da toplumsal kümelerin, toplumsal değerlerin paylaşılmasında karşılıklı ödünlerle aralarında bir anlaşmaya varmaları. Tutum, görüş, kanıların birbirine uygun düşmesi ya da yaygın kalıplarla bağdaşması. Anlaşmak. Riske atmak. Uyuşmak. Bilgisayar, sosyoloji alanlarında kullanılır.

Encroaching : Tecavüz etmek. Yavaşça veya gizlice tecavüz etme (hak, mülk). Gaspetme. Sokulmak. El uzatma. Gizlice saldırma. Kötüye kullanmak. Toprak.

 

Encroached : Kötüye kullanmak. Gaspedilmiş. Tecavüz etmek. Sokulmak. El uzatılmış. Yavaşça veya gizlice tecavüz edilmiş (hak, mülk). Gizlice saldırılmış.

Imperiling : Tehlikede olma eğiliminde. Riskte olma eğiliminde. Risk durumunda olmaya meyilli. Tehlikeye girme meyilinde.

Threaten : Tehlike belirtisi olmak. Korkutmak. Gözünü korkutmak. Tehdit etmek. Habercisi olmak. Tehditte bulunmak. -e işaret etmek. Gözdağı vermek.

Expose : Ortada bırakmak. Tutmak. Etkisine açık bırakmak. Terk etmek. Maruz bırakmak. Ortaya çıkarmak. Açığa çıkarmak. Terketmek. İleri sürme.

Jeopardizes : Tehlikeye koymak. Riske atmak. Birini tehlikeye atmak.

Adventures : Yeltenmek. Riske atmak. Atılmak.

Endamaged : Yaralamak. Hasara uğratılmış. İncitmek. Zarar verilmiş. Kötülük etmek. Zayıflatmak. Leke sürülmüş. Bozmak. Bozulmuş.

Cause havoc : Berbat etmek.

Endanger synonyms : scupper, bang up, be, endangers, imperil, imperils, hazard, jeopardises, adventure, jeopardising, cause a loss, disadvantage, encroaches, jeopardise, menace, bear on, endamaging, jeopardize, endamage, affect, adventured, damage, touch, do a disservice, encroach, queer, endamages, touch on, peril, impact, hazarded, hazarding, bring damage.

Endanger ingilizce tanımı, definition of Endanger

Endanger kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To bring into danger or peril. To put to hazard. To expose to loss or injury. As, to endanger life or peace.